TP-Link’in Bluetooth hoparlörden taşınabilir WiFi cihazına, powerbank’tan akıllı prize kadar pek çok ürünü, teknoloji tutkunu sevgililer için farklı hediye seçenekleri oluşturuyor.
Kablosuz ağ pazarında dünya lideri olan TP-Link, zengin ürün yelpazesiyle bu yıl Sevgililer Günü’nde farklı hediye vermek isteyenlere değişik hediye seçenekleri sunuyor. Son dönemde kablosuz ağ ürünlerinin yanı sıra kaliteli aksesuarları da satışa sunan şirketin pek çok ürünü, özellikle teknoloji meraklısı sevgililer için farklı, işlevsel ve kaliteli birer hediye seçeneği oluşturuyor.
TP-Link’in taşınabilir WiFi cihazından powerbank’a, akıllı prizden Bluetooth hoparlöre, menzil genişleticiden iPhone şarj kablosuna değin birçok ürünü her bütçeye uygun birer hediye seçeneği niteliğinde. Örneğin TP-Link’in geçtiğimiz yıl satışa sunulan iki ürünü, ‘müzik olmadan yaşayamam’ diyen sevgililer için ideal hediye seçeneği. HA100 model Bluetooth müzik alıcısı ya da BS1001 model Bluetooth hoparlör ile her yerde her zaman müzik dinlemek, parti vermek mümkün. TP-Link HA100 model Bluetooth müzik alıcısı, kolayca tüm Bluetooth ya da NFC özellikli cihazlara bağlanabiliyor. Küçücük boyutuna karşı güçlü ses çıkışı sayesinde evin içinde 20 metre mesafeye kadar sesi iletebilen ürün, çok şık ve estetik bir görünüme sahip.
Bir diğer ürün taşınabilir bir Bluetooth hoparlör olan TP-Link BS1001 (Groovi Ripple), minik boyutuna karşın güçlü ses özelliklerine sahip. Groovi Ripple hem kapalı hem de açık alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. A2DP desteği ve ayarlanabilir lastik kolu yardımıyla esnek açılarda konumlardırma olanağıyla Gelişmiş Ses Dağılım Profili sunan cihaz, minik boyutu ve sadece 175 gram ağırlığı ile her yere rahatlıkla taşınabiliyor.
Unutkan sevgiliye hediye seçenekleri
TP-Link’in akıllı prizleri ise dalgın, unutkan sevgililer için en ideal teknolojik hediye seçenekleri. HS100 ve HS110 model akıllı prizler, internet üzerinden yönetilebiliyor. Bu sayede her zaman, her yerden akıllı telefon aracılığıyla akıllı prize bağlı cihazlar açılıp kapatılabiliyor, çalışması planlanabiliyor. Böylece ütüyü ya da su ısıtıcısını prizde unutma sorunu ortadan kalkıyor.
Akıllı prizler aynı zamanda yaşam konforunu da artırıyor. Akıllı prize takılı olan bir cihaz uzaktan, akıllı telefon aracılığıyla çalıştırılabiliyor ya da önceden programlanabiliyor. Bu sayede örneğin, elektirkli ısıtıcı ile evini ısıtan sevgili için de uygun bir hediye oluyor. Akıllı prize bağlı olan ısıtıcı eve gelmeden çalıştırılıp sıcak bir ortama gelinebiliyor. Ya da yataktan kalkmadan kahve makinesi çalıştırılabiliyor.
Her yerde, kesintisiz WiFi isteyenlere
TP-Link’in pek çok kablosuz ağ ürünü de sevgililer için uygun birer teknolojik hediye seçeneği. Örneğin öğrenci yurdu ya da evinde kalan sevgililer için TP-Link’in çok işlevli taşınabilir ‘cep router’ı TL-WR810N; hem kapsama alanı sorununu çözen hem de şarj cihazı olarak kullanılabilen farklı ve işlevsel bir hediye olabilir. Küçük boyutuyla her yere taşınabilen bu ürün sık seyahat eden sevgililer için de uygun bir hediye seçeneği.
Sevgimiz de şarjımız da bitmesin diyenlere
TP-Link’in kaliteli, güvenli ve çok seçenekli powerbank’ları da en ideal teknolojik sevgililer günü hediyeleri arasında yer alıyor. 2600mAh kapasiteden 15600mAh kapasiteye kadar farklı model ve fiyat seçeneği olan TP-Link powerbank’lar içlerinde yer alan LG piller ve altı ayrı güvenlik koruması sayesinde son derece güvenli ürünler. Böylece hem powerbank, hem şarj ettiği cihazlar, hem de sevgili koruma altına alınmış oluyor! TP-Link’in Ally serisi powerbankları beyaz, şık kasaya sahip. Siyah kasaya sahip, akıllı şarj teknolojili Vivid serisi ise özellikle erkeklerin beğenisine uygun.
31 Ocak 2017 Salı
Apple ve Youtube’u sarsan Türk
Apple’ın işletim sisteminin yazılımında bulduğu açık ile adını duyuran liseli Çayan Temel, bu kez de dünyaca meşhur video paylaşım sitesi Youtube’da açık bulduğunu söyledi.
Mersin’in Erdemli ilçesinde adını Apple’ın işletim sisteminin yazılımında bulduğu açık ile duyuran liseli Çayan Temel, bu kez de dünyaca meşhur video paylaşım sitesi Youtube’da açık bulduğunu söyledi. Sitenin Türkiye temsilciliği, kendilerine bildirimde bulunan gence teşekkür maili ile geri dönüş yaptı.
2 yıl önce Apple’da bulduğu açıkla gündeme gelen Çayan Temel, Youtube’da korku içerikli videolar üretti. Belirli bir takipçi başarısı gelince Youtube kendisine özel bir davetiye gönderdi. Davetiyeyi kurcalayan Temel, yüz binlerce takipçisi bulunan kanalların kişisel verilerine kadar ulaştı.
Temel, ulaştığı telefon numaralarından kanal sahiplerini bilgilendirdi, aynı zamanda Youtube’un Türkiye temsilciliğine de konuyu detaylı olarak aktardı. Çayan Temel, bu bilgilendirmenin ardından kendisine ’süpersin’ başlıklı bir teşekkür maili geldiğini söyledi.
17 yaşındaki liseli genç Çayan Temel, "Ben bulduğum açığı iletişim kısmından Youtube’a mail olarak attım. Onlarla detaylı bir şekilde konuştum, nasıl bulduğumu, nasıl yaptığımı, kimlerin eline geçebilir, zararları ve faydaları nelerdir, değerlendirdim. Kendileri 3-4 gün sonra bana bir geri dönüş yaptılar. ’Süpersin’ diyerek bir mail attılar" dedi.
"Davetiyeyi kurcalayınca açık ortaya çıktı"
Youtube kanalında kendisinin korku içerikli videolar ürettiğini ifade eden Temel, şöyle devam etti:
"Kanalımın gelişmesi üzerine Youtube bana bir davetiye yolladı. Ben bu davetiyeyi inceledim, biraz da kurcaladım. Büyük kanalların, yüz binlerden fazla takipçileri olan kanalların cep telefonu numaralarına, isim, soy isim, mail adreslerine varıncaya kadar bütün bilgilerine ulaşabildim. Hepsini aradım ve kendilerini bilgilendirdim. Kendileri de bana teşekkür ettiler. Kendileriyle dostluk kurdum. Youtube’un gönderdiği bir davetiye sayesinde bu açığı buldum. Onlarla konuştuğumda ’iyi ki kötü bir şey yapmadın’ dediler."
"Apple’daki açık devam ediyor"
Apple’daki açıkla ilgili de konuşan Temel, şunları söyledi:
"Ben o açıkta karşı tarafa herhangi bir bilgi vermedim. Bazı kişiler söyledim diye anlamış. Yaklaşık 2 yıl oldu ama ben hiç kimseye bu konuda bilgi vermedim, nasıl yapıldığını söylemedim. Apple’daki açık halen duruyor. Kimseye de vermedim. İyi bir dönüş yapsalar da neden vermeyeyim. Onların da hakkı. Kendi sistemlerindeki bir hata, ben rastladım. Bana ters hareket yapıldığı için vermedim. Ben hatayı bulunca sistemimi engellediler. Müzik yollayıp hesabımı tespit ettiler. Telefonumla internet erişimimi 3-4 saat kesmişlerdi. Hesabımı kapattılar, ben de yenisini açtım."
Mersin’in Erdemli ilçesinde adını Apple’ın işletim sisteminin yazılımında bulduğu açık ile duyuran liseli Çayan Temel, bu kez de dünyaca meşhur video paylaşım sitesi Youtube’da açık bulduğunu söyledi. Sitenin Türkiye temsilciliği, kendilerine bildirimde bulunan gence teşekkür maili ile geri dönüş yaptı.
2 yıl önce Apple’da bulduğu açıkla gündeme gelen Çayan Temel, Youtube’da korku içerikli videolar üretti. Belirli bir takipçi başarısı gelince Youtube kendisine özel bir davetiye gönderdi. Davetiyeyi kurcalayan Temel, yüz binlerce takipçisi bulunan kanalların kişisel verilerine kadar ulaştı.
Temel, ulaştığı telefon numaralarından kanal sahiplerini bilgilendirdi, aynı zamanda Youtube’un Türkiye temsilciliğine de konuyu detaylı olarak aktardı. Çayan Temel, bu bilgilendirmenin ardından kendisine ’süpersin’ başlıklı bir teşekkür maili geldiğini söyledi.
17 yaşındaki liseli genç Çayan Temel, "Ben bulduğum açığı iletişim kısmından Youtube’a mail olarak attım. Onlarla detaylı bir şekilde konuştum, nasıl bulduğumu, nasıl yaptığımı, kimlerin eline geçebilir, zararları ve faydaları nelerdir, değerlendirdim. Kendileri 3-4 gün sonra bana bir geri dönüş yaptılar. ’Süpersin’ diyerek bir mail attılar" dedi.
"Davetiyeyi kurcalayınca açık ortaya çıktı"
Youtube kanalında kendisinin korku içerikli videolar ürettiğini ifade eden Temel, şöyle devam etti:
"Kanalımın gelişmesi üzerine Youtube bana bir davetiye yolladı. Ben bu davetiyeyi inceledim, biraz da kurcaladım. Büyük kanalların, yüz binlerden fazla takipçileri olan kanalların cep telefonu numaralarına, isim, soy isim, mail adreslerine varıncaya kadar bütün bilgilerine ulaşabildim. Hepsini aradım ve kendilerini bilgilendirdim. Kendileri de bana teşekkür ettiler. Kendileriyle dostluk kurdum. Youtube’un gönderdiği bir davetiye sayesinde bu açığı buldum. Onlarla konuştuğumda ’iyi ki kötü bir şey yapmadın’ dediler."
"Apple’daki açık devam ediyor"
Apple’daki açıkla ilgili de konuşan Temel, şunları söyledi:
"Ben o açıkta karşı tarafa herhangi bir bilgi vermedim. Bazı kişiler söyledim diye anlamış. Yaklaşık 2 yıl oldu ama ben hiç kimseye bu konuda bilgi vermedim, nasıl yapıldığını söylemedim. Apple’daki açık halen duruyor. Kimseye de vermedim. İyi bir dönüş yapsalar da neden vermeyeyim. Onların da hakkı. Kendi sistemlerindeki bir hata, ben rastladım. Bana ters hareket yapıldığı için vermedim. Ben hatayı bulunca sistemimi engellediler. Müzik yollayıp hesabımı tespit ettiler. Telefonumla internet erişimimi 3-4 saat kesmişlerdi. Hesabımı kapattılar, ben de yenisini açtım."
30 Ocak 2017 Pazartesi
Karşınızda Google Pixel 2
2016’nın son çeyreğinde piyasa çıkan Google Pixel ve Pixel XL’ın ardından firma Pixel 2’yi tanıtmaya hazırlanıyor. Kamerası ön planda tutularak lanse edilen Pixel ve Pixel XL’ın başarılı bir performans göstermesi ve beğenilmesinin ardından Google, Pixel cihazları serisini devam ettirmek amacıyla Pixel 2’yi piyasaya sürmeye hazırlanıyor.
Pixel ve Pixel XL’da kullanılan kamera lensleri topluluktan ciddi anlamda övgü toplanmış, eleştirmenler tarafından şu ana kadar “telefonlarda kullanılmış en iyi kamera” diye nitelendirilmişti. Tahminler ise Google’ın Pixel 2’de de kameraya odaklanacağı yönünde. Yabancı kaynaklar ise Google’ın kamerayı donanım yönünde geliştirmeyeceği, daha çok kameranın yazılımına odaklanacağını belirtiyor. 9TO5Google‘ın haberine göre ise kameranın düşük ışık performansına odaklanılacağı belirtiliyor.
Cihazda Qualcomm Snapdragon 83X veya İntel yonga setlerinden birini kullanılacağı düşünülüyor. MediaTek yonga seti kullanımı ise her ne kadar önceki modellerde söz konusu iken Pixel 2 için değil. Yine 9TO5Google’ın haberinde göre Google kendi yonga setini de geliştirme aşamasında olduğu belirtiliyor. Ancak bu yonga setinin Pixel 2’de kullanılıp kullanılmayacağı kesin değil.
Firmanın Pixel 2’nin yanında daha ucuz fiyatlı Pixel 2B’yi de çıkaracağı edinilen bilgiler arasında. Google bu sayede daha büyük bir kitleye hitap etmek ve olabildiğince çok kişiye Google cihazı deneyimini yaşatmayı hedefliyor. Pixel 2 ise mevcut modelden 50 Dolar daha pahalı olarak satışa sunulacak.
Pixel ve Pixel XL’da kullanılan kamera lensleri topluluktan ciddi anlamda övgü toplanmış, eleştirmenler tarafından şu ana kadar “telefonlarda kullanılmış en iyi kamera” diye nitelendirilmişti. Tahminler ise Google’ın Pixel 2’de de kameraya odaklanacağı yönünde. Yabancı kaynaklar ise Google’ın kamerayı donanım yönünde geliştirmeyeceği, daha çok kameranın yazılımına odaklanacağını belirtiyor. 9TO5Google‘ın haberine göre ise kameranın düşük ışık performansına odaklanılacağı belirtiliyor.
Cihazda Qualcomm Snapdragon 83X veya İntel yonga setlerinden birini kullanılacağı düşünülüyor. MediaTek yonga seti kullanımı ise her ne kadar önceki modellerde söz konusu iken Pixel 2 için değil. Yine 9TO5Google’ın haberinde göre Google kendi yonga setini de geliştirme aşamasında olduğu belirtiliyor. Ancak bu yonga setinin Pixel 2’de kullanılıp kullanılmayacağı kesin değil.
Firmanın Pixel 2’nin yanında daha ucuz fiyatlı Pixel 2B’yi de çıkaracağı edinilen bilgiler arasında. Google bu sayede daha büyük bir kitleye hitap etmek ve olabildiğince çok kişiye Google cihazı deneyimini yaşatmayı hedefliyor. Pixel 2 ise mevcut modelden 50 Dolar daha pahalı olarak satışa sunulacak.
Apple biyometrik sensörü yeniliyor
Apple yeniliklerine ve geliştirmelerine hız kesmeden devam ederken bu kez de Biyometrik Sensör sil baştan yenileme kararı aldı.
En son iPad konusunda yeni tablet modelleriyle pazara yeniden hakim olma planları yapan firma yazılımsal ve diğer konularda bir hayli yenilik yapma konusunda baya kararlı. Apple ile ilgili yenilik haberlerinde güvenilir kaynaklardan biri olarak görülen KGI Securities analistlerinden Ming-Chi Kuo, Apple’ın ilk kez 2013 yılında iPhone 5s ile birlikte tanıttığı Touch ID Biyometrik Sensör yenileyeceğini duyurdu. Bir nevi dedikodu sitesi olarak da bakabileceğimiz kaynak bir yandan da Apple’ın kullanıcılarını ölçmek adına kullandığı bir haber sitesi olarak da biliniyor. Bu arada Apple’ın Touch ID’si, daha sonra iPhone 6s’lerde iki kat hızlanmış, iPad’lere de yayıldığını da belirtmiş olalım.
Apple’ın bir sonraki akıllı telefonu olması beklenen iPhone 8’de kullanılacağı düşünülen teknolojilerde Apple’ın yalnızca Touch ID sensörlerini değil, farklı biyometrik sensörleri de devreye sokacağı konuşuluyor. Bunlardan birisi Apple’ın devreye alabileceği yüz tanıma sistemi olduğu da yapılan dedikodular arasında. Özellikten çok kısaca bahsedecek olursak; telefonunuzu açarken Apple kameradan sizin yüzünüzü tarayabilecek bir sistemi telefona güvenlik amaçlı olarak koyabilecek. Kısaca yakın tarihte izlediğimiz filmlerde gibi. Asıl konumuza gelecek olursak: iPhone 8 ile beklenen bir diğer özellik ise artık Touch ID teknolojisinin tüm ekrana yayılması yani ekranın komple parmak izi okuyucu sensörlerle donatılması bekleniyor. Böylece parmak izini kullanırken ekranın herhangi bir noktasına parmağınızı dokundurmanız yetecek.
iPhone 8 ne zaman çıkacağı konusu kelimenin tam anlamıyla muamma fakat kendi içine kapanmış firmanın şu anda büyük tempoyla yeni telefonunun modeli için gece gündüz çalıştığını biliyoruz. Güvenilir kaynaklar da adeta “haber uçururcasına” Apple iPhone 8‘de yüz tanıma teknolojileri ile parmak izi teknolojilerinin bir kombinasyonunu görebileceğimize resmen söylüyor. Bu kullanıcı ölçmek için mi yoksa sadece basit bir dedikodu mu bilinmez fakat bu kadar çok eleştrilen iPhone’da yeni modelde yeni özellikler geleceği konusunda birçok kşi hemfikir. Bakalım yeni modele bizleri neler bekliyor olacak?
En son iPad konusunda yeni tablet modelleriyle pazara yeniden hakim olma planları yapan firma yazılımsal ve diğer konularda bir hayli yenilik yapma konusunda baya kararlı. Apple ile ilgili yenilik haberlerinde güvenilir kaynaklardan biri olarak görülen KGI Securities analistlerinden Ming-Chi Kuo, Apple’ın ilk kez 2013 yılında iPhone 5s ile birlikte tanıttığı Touch ID Biyometrik Sensör yenileyeceğini duyurdu. Bir nevi dedikodu sitesi olarak da bakabileceğimiz kaynak bir yandan da Apple’ın kullanıcılarını ölçmek adına kullandığı bir haber sitesi olarak da biliniyor. Bu arada Apple’ın Touch ID’si, daha sonra iPhone 6s’lerde iki kat hızlanmış, iPad’lere de yayıldığını da belirtmiş olalım.
Apple’ın bir sonraki akıllı telefonu olması beklenen iPhone 8’de kullanılacağı düşünülen teknolojilerde Apple’ın yalnızca Touch ID sensörlerini değil, farklı biyometrik sensörleri de devreye sokacağı konuşuluyor. Bunlardan birisi Apple’ın devreye alabileceği yüz tanıma sistemi olduğu da yapılan dedikodular arasında. Özellikten çok kısaca bahsedecek olursak; telefonunuzu açarken Apple kameradan sizin yüzünüzü tarayabilecek bir sistemi telefona güvenlik amaçlı olarak koyabilecek. Kısaca yakın tarihte izlediğimiz filmlerde gibi. Asıl konumuza gelecek olursak: iPhone 8 ile beklenen bir diğer özellik ise artık Touch ID teknolojisinin tüm ekrana yayılması yani ekranın komple parmak izi okuyucu sensörlerle donatılması bekleniyor. Böylece parmak izini kullanırken ekranın herhangi bir noktasına parmağınızı dokundurmanız yetecek.
iPhone 8 ne zaman çıkacağı konusu kelimenin tam anlamıyla muamma fakat kendi içine kapanmış firmanın şu anda büyük tempoyla yeni telefonunun modeli için gece gündüz çalıştığını biliyoruz. Güvenilir kaynaklar da adeta “haber uçururcasına” Apple iPhone 8‘de yüz tanıma teknolojileri ile parmak izi teknolojilerinin bir kombinasyonunu görebileceğimize resmen söylüyor. Bu kullanıcı ölçmek için mi yoksa sadece basit bir dedikodu mu bilinmez fakat bu kadar çok eleştrilen iPhone’da yeni modelde yeni özellikler geleceği konusunda birçok kşi hemfikir. Bakalım yeni modele bizleri neler bekliyor olacak?
İnsansı robotlar yaşlı bakım hizmeti verecek
İngiliz araştırmacılar, insansı robotların sosyal hizmetlerde kullanılabileceği bir proje üzerinde çalışıyor.
BBC'de yer alan habere göre, Middlesex ve Berfordshire Üniversitelerinden akademisyenler, geliştirdikleri kültürel farkındalık ve hasta bakım davranışına sahip robotların yaşlı kişilerin bakımı sorununa çözüm getirebileceğine inandıklarını dile getirdi.
Yaşlılara evlerinde ya da korunaklı yaşam alanlarında bakım yardımı yapacak çok amaçlı robotların geliştirilmesi için uluslararası ekip 2,5 milyon dolarlık proje üzerinde çalışmalarını yürütüyor. Konuşma ve jestler yoluyla iletişim kuracak robotlar, yaşlıların rahatsızlığını ya da ağrılarını algılayabilecek. Bu sosyal robotlar, yardım ettikleri kişiye uygun olarak programlanabilecek.
Akademisyenler, ilaç alımı gibi gündelik işlerin yanı sıra kişilere arkadaşlık da edebilecek robotlar sayesinde bakım evleri ve hastaneler üzerindeki baskıların da azalacağını öngörüyor. Avrupa Birliği (AB) ve Japonya hükümetinin de fon sağladığı programla ilgili çalışmanın üç yıl içerisinde bitirilmesi bekleniyor.
Kültürler arası hemşirelik alanında uzman Profesör Irena Papadopoulus, yaşlılar için geliştirilecek yardımcı akıllı robotların hastaneler ve bakımevlerinin üzerindeki yükü azaltmalarının yanı sıra evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesini ve yaşlı insanların bağımsız bir yaşam sürebilmelerini sağlayacağını ifade etti.
BBC'de yer alan habere göre, Middlesex ve Berfordshire Üniversitelerinden akademisyenler, geliştirdikleri kültürel farkındalık ve hasta bakım davranışına sahip robotların yaşlı kişilerin bakımı sorununa çözüm getirebileceğine inandıklarını dile getirdi.
Yaşlılara evlerinde ya da korunaklı yaşam alanlarında bakım yardımı yapacak çok amaçlı robotların geliştirilmesi için uluslararası ekip 2,5 milyon dolarlık proje üzerinde çalışmalarını yürütüyor. Konuşma ve jestler yoluyla iletişim kuracak robotlar, yaşlıların rahatsızlığını ya da ağrılarını algılayabilecek. Bu sosyal robotlar, yardım ettikleri kişiye uygun olarak programlanabilecek.
Akademisyenler, ilaç alımı gibi gündelik işlerin yanı sıra kişilere arkadaşlık da edebilecek robotlar sayesinde bakım evleri ve hastaneler üzerindeki baskıların da azalacağını öngörüyor. Avrupa Birliği (AB) ve Japonya hükümetinin de fon sağladığı programla ilgili çalışmanın üç yıl içerisinde bitirilmesi bekleniyor.
Kültürler arası hemşirelik alanında uzman Profesör Irena Papadopoulus, yaşlılar için geliştirilecek yardımcı akıllı robotların hastaneler ve bakımevlerinin üzerindeki yükü azaltmalarının yanı sıra evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesini ve yaşlı insanların bağımsız bir yaşam sürebilmelerini sağlayacağını ifade etti.
29 Ocak 2017 Pazar
Talking Tom Yapımcısı Outfit7 Satıldı
Efsane oyun Talking Tom yapımcısı Kıbrıs’lı firma Outfit7 yaklaşık 1 milyar dolara resmen Çin’e satıldı.
Dünya çapında yaklaşık 5 milyar indirilmeyi geçtiği bilinen ve özellikle Türkiye’de birçok insanın sevgilisi haline gelen, dublajlarıyla kırıp geçiren Talking Tom ve Arkadaşları oyunlarının yapımcısı Outfit7 Asya’dan bir grup yatırımcıdan oluşan United Luck Consortium’a resmen satıldığını duyurdu. Efsane oyunun yapımcıları artık Çinliler olacak. Tamamı yaklaşık 1 milyar dolara satılan Güney Kıbrıslı Outfit7’nin bundan sonra operasyonlarına nasıl devam edeceğiyle iligi bir yayın yapmasa da çevreden de pek tahminler bulunmuyor. Kısaca firmanın gelecek konusu tam bir muamma
2009’da kurulan Outfit7, kurulduğundan bugüne 20’ye yakın uygulama yayınlayarak istikrarlı yükselişini devam ettirdi ve en sonunda bu başarıya ulaşmayı başardı. Bunlar arasında Taking Tom ve Arkadaşları fenomen hale gelerek 5,6 milyar kez indirildi. Oyunun dünya çapında en popüler olduğu ülkeler arasında Türkiye de vardı. Videolar henüz dokunmatik telefon yükselişe geçmeden bile vardı.
Outfit7, yalnızca oyundan değil, Talking Tom ve Arkadaşları içeriklerinin YouTube gibi farklı kanallar aracılığıyla yayınlanmasından da yüz binlerce dolar kazandı. Yani uygulamanını video pazarından viral reklamları bile firmaynın büyük paralar kazanmasına yetti. Fargo filminden tanıdığımız Colin Hanks ve Sünger Bob Kare Şort’u da seslendiren Tom Kenny’nin seslendirdiği 52 x11 dakikalık bölümlerden oluşan YouTube serisi 10.6 milyondan fazla aboneye ulaştığını düşünürsek; toplam 10.3 milyar kez izlenen videolara imza attığınısöyleyebiliriz. Kısaca Talking Tom’un bu kadar ün sağlamasının en büyük sebebi video kanalları desek yanlış olmaz.
Talking Tom ve Arkadaşları’nın başarısının ardından, Outfit7 kısa bir süre önce My Taling Hawk oyununu da yayınladı. Benzer bir kurguya sahip oyun, söylentilere göre daha interaktif ve yapıcı özellikleriyle kullanıcıları diğer uygulamalardan daha kendisine çektiği söyleniyordu. Çinli yatırımcıların desteğini alan Outfit7 bu oyunu da dünya çapında bir fenomene dönüştüme yolunda çalışmalarda bulunuyor. Bakalım bu oyun da video kanallarının desteğiyle iyi bir ün kazanıp firmasına daha fazla para kazandırabilecek mi? Yoksa büyük hayallerle satın alınan şirket eski randımanına kavuşamayacak mı?
Dünya çapında yaklaşık 5 milyar indirilmeyi geçtiği bilinen ve özellikle Türkiye’de birçok insanın sevgilisi haline gelen, dublajlarıyla kırıp geçiren Talking Tom ve Arkadaşları oyunlarının yapımcısı Outfit7 Asya’dan bir grup yatırımcıdan oluşan United Luck Consortium’a resmen satıldığını duyurdu. Efsane oyunun yapımcıları artık Çinliler olacak. Tamamı yaklaşık 1 milyar dolara satılan Güney Kıbrıslı Outfit7’nin bundan sonra operasyonlarına nasıl devam edeceğiyle iligi bir yayın yapmasa da çevreden de pek tahminler bulunmuyor. Kısaca firmanın gelecek konusu tam bir muamma
2009’da kurulan Outfit7, kurulduğundan bugüne 20’ye yakın uygulama yayınlayarak istikrarlı yükselişini devam ettirdi ve en sonunda bu başarıya ulaşmayı başardı. Bunlar arasında Taking Tom ve Arkadaşları fenomen hale gelerek 5,6 milyar kez indirildi. Oyunun dünya çapında en popüler olduğu ülkeler arasında Türkiye de vardı. Videolar henüz dokunmatik telefon yükselişe geçmeden bile vardı.
Outfit7, yalnızca oyundan değil, Talking Tom ve Arkadaşları içeriklerinin YouTube gibi farklı kanallar aracılığıyla yayınlanmasından da yüz binlerce dolar kazandı. Yani uygulamanını video pazarından viral reklamları bile firmaynın büyük paralar kazanmasına yetti. Fargo filminden tanıdığımız Colin Hanks ve Sünger Bob Kare Şort’u da seslendiren Tom Kenny’nin seslendirdiği 52 x11 dakikalık bölümlerden oluşan YouTube serisi 10.6 milyondan fazla aboneye ulaştığını düşünürsek; toplam 10.3 milyar kez izlenen videolara imza attığınısöyleyebiliriz. Kısaca Talking Tom’un bu kadar ün sağlamasının en büyük sebebi video kanalları desek yanlış olmaz.
Talking Tom ve Arkadaşları’nın başarısının ardından, Outfit7 kısa bir süre önce My Taling Hawk oyununu da yayınladı. Benzer bir kurguya sahip oyun, söylentilere göre daha interaktif ve yapıcı özellikleriyle kullanıcıları diğer uygulamalardan daha kendisine çektiği söyleniyordu. Çinli yatırımcıların desteğini alan Outfit7 bu oyunu da dünya çapında bir fenomene dönüştüme yolunda çalışmalarda bulunuyor. Bakalım bu oyun da video kanallarının desteğiyle iyi bir ün kazanıp firmasına daha fazla para kazandırabilecek mi? Yoksa büyük hayallerle satın alınan şirket eski randımanına kavuşamayacak mı?
28 Ocak 2017 Cumartesi
Google yabancı çalışanlarını acilen ülkeye çağırdı
Trump’ın, yabancıları ülkeye sokmama politikası nedeniyle Google gibi teknoloji devleri acil eyleme geçti.
CEO’su da Hintli olan Google , çeşitli nedenlerle ABD dışına çıkmak durumunda kalmış tüm “yabancı” çalışanlarını acilen ülkeye çağıran bir memo yayınladı.
“Gelebildiğiniz kadar çabuk ABD’ye geri dönün yoksa bir daha gelemeyebilirsiniz,” ifadesini kullanan Gogole CEO’su Sundar Pichai’yi bu endişeye sevk eden detay ise, Trump’ın yeni imzalamış olduğu, yabancıların ülkeye girişini engelleme amaçlı yönetmelikler.
Kendi ülkesinde “evde çalışmayı” tercih eden ama düzenli olarak ABD’ye uçan, tatile gitmiş olan, ABD dışındaki ülkelerde çeşitli projelere katılmak için geçici olarak ABD dışına çıkmış olan, ABD vatandaşı olmayan tüm çalışanlar bu çağrının muhatabı.
Sundar Pichai, bir çoğu kilit görevler üstlenen bu çalışanların yeni vize politikaları nedeniyle yakın tarihte ülkeye alınmayacağından endişe ediyor.
Trump’ın yeni “emri” ile İran, Sudan, Suriye, Irak, Libya; Somali ve Yemen vatandaşlarının önümüzdeki 90 gün boyunca ABD’ye girmesi girmesini yasaklanmış bulunuyor. Trump’ın bu 90 gün sonunda, bu ülkelere yönelik ağır bir vize programını hayata geçirmesi bekleniyor. Bu sırada başka ülke vatandaşları için de benzer yasakların gelmesinden endişe ediliyor.
CEO’su da Hintli olan Google , çeşitli nedenlerle ABD dışına çıkmak durumunda kalmış tüm “yabancı” çalışanlarını acilen ülkeye çağıran bir memo yayınladı.
“Gelebildiğiniz kadar çabuk ABD’ye geri dönün yoksa bir daha gelemeyebilirsiniz,” ifadesini kullanan Gogole CEO’su Sundar Pichai’yi bu endişeye sevk eden detay ise, Trump’ın yeni imzalamış olduğu, yabancıların ülkeye girişini engelleme amaçlı yönetmelikler.
Kendi ülkesinde “evde çalışmayı” tercih eden ama düzenli olarak ABD’ye uçan, tatile gitmiş olan, ABD dışındaki ülkelerde çeşitli projelere katılmak için geçici olarak ABD dışına çıkmış olan, ABD vatandaşı olmayan tüm çalışanlar bu çağrının muhatabı.
Sundar Pichai, bir çoğu kilit görevler üstlenen bu çalışanların yeni vize politikaları nedeniyle yakın tarihte ülkeye alınmayacağından endişe ediyor.
Trump’ın yeni “emri” ile İran, Sudan, Suriye, Irak, Libya; Somali ve Yemen vatandaşlarının önümüzdeki 90 gün boyunca ABD’ye girmesi girmesini yasaklanmış bulunuyor. Trump’ın bu 90 gün sonunda, bu ülkelere yönelik ağır bir vize programını hayata geçirmesi bekleniyor. Bu sırada başka ülke vatandaşları için de benzer yasakların gelmesinden endişe ediliyor.
Facebook Messenger reklam yayınlamaya başlıyor
Dünyanın en büyük sosyal ağı olan Amerikan merkezli Facebook, Messenger servisinde reklamlara başlıyor. Firma yaptığı duyuru ile birlikte mesajlaşma servisinde reklam yayınlamaya başlayacağını duyurdu. Reklamların ilk olarak yayınlanacağı ülkelere ve diğer detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.
Aktif 1 milyardan fazla kullanıcıya sahip olan Facebook kullanıcılarına daha iyi hizmet verebilmek için kendisini geliştirmeye devam ediyor. Son zamanlarda Snapchat’ten çaldığı özellikler ile gündemde olan firma yeni bir reklam modelini de devreye alıyor. Facebook içerisindeki mesajlar bölümünü ayrı bir mesajlaşma servisi haline getiren şirket bu servis için de ek bir reklam modelini test etmeye başlıyor.
Kullanıcılarına daha iyi hizmet sunarken gelirlerini de arttırmayı ihmal etmeyen firma bu amaçla Messenger servisine reklam eklemeye başlıyor. Firmanın ürün müdürü tarafından yapılan açıklama ile birlikte duyurulan özelliğin detayları paylaşıldı.
Ürün Müdürü Eddie Zhang tarafından yapılan açıklamada işletlerin uzun zamandır Messenger üzerinden müşterilerine müşteri desteği başta olmak üzere pek çok alanda kullandığını söyledi. Zhang aynı zamanda şirketlerin müşterilerle, onları sıkmadan, ortak bir noktada buluşturacaklarını kaydetti.
Önümüzdeki haftadan itibaren Tayland ve Avusturalya’da denenmeye başlayacak reklam özelliğinin kısa süre içerisinde aktif olması bekleniyor. İlk olarak Tayland ve Avusturalya’da aktif olacak olan özelliğin kademe kademe tüm dünyada devreye alınması bekleniyor.
Aktif 1 milyardan fazla kullanıcıya sahip olan Facebook kullanıcılarına daha iyi hizmet verebilmek için kendisini geliştirmeye devam ediyor. Son zamanlarda Snapchat’ten çaldığı özellikler ile gündemde olan firma yeni bir reklam modelini de devreye alıyor. Facebook içerisindeki mesajlar bölümünü ayrı bir mesajlaşma servisi haline getiren şirket bu servis için de ek bir reklam modelini test etmeye başlıyor.
Kullanıcılarına daha iyi hizmet sunarken gelirlerini de arttırmayı ihmal etmeyen firma bu amaçla Messenger servisine reklam eklemeye başlıyor. Firmanın ürün müdürü tarafından yapılan açıklama ile birlikte duyurulan özelliğin detayları paylaşıldı.
Ürün Müdürü Eddie Zhang tarafından yapılan açıklamada işletlerin uzun zamandır Messenger üzerinden müşterilerine müşteri desteği başta olmak üzere pek çok alanda kullandığını söyledi. Zhang aynı zamanda şirketlerin müşterilerle, onları sıkmadan, ortak bir noktada buluşturacaklarını kaydetti.
Önümüzdeki haftadan itibaren Tayland ve Avusturalya’da denenmeye başlayacak reklam özelliğinin kısa süre içerisinde aktif olması bekleniyor. İlk olarak Tayland ve Avusturalya’da aktif olacak olan özelliğin kademe kademe tüm dünyada devreye alınması bekleniyor.
27 Ocak 2017 Cuma
Selfie: Bir fotoğraftan daha fazlası
Yeni yapılan araştırmaya göre, tüketiciler ‘ selfie ’leri’ bankacılık, alışveriş, sağlık hizmetleri ve daha birçok alanda bir araç olarak kullanmaya hazır.
Sony Mobile tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, ‘ selfie ’ler’ geçici bir hevesten teknolojik bir fenomene dönüşürken, akıllı telefon kameraları da çok sayıda sektörde dönüşümü tetikleyebilir. Futurizon ile birlikte yayımlanan ve Birleşik Krallık, Almanya, Fransa ve İspanya’daki 6.500 Avrupalı tüketicinin katılımıyla gerçekleştirilen bir ankete dayanan rapor ve rapora eşlik eden araştırma, tüketicilerin cep telefonu kamerası fotoğrafçılığında ‘çok sayıda potansiyel uygulamaya’ açık olduğunu ortaya koydu.
Gelecek Bilimci Dr. Ian Pearson ile birlikte çalışan Sony Mobile, gelecekte teknolojik bir fonksiyon olarak akıllı telefon fotoğrafçılığı ve selfie’leri dahil etmesi muhtemel sektörleri inceledi. Eğlence parklarından adrenalin bağımlılarının en son maceralarındaki deneyimlerini çekmesine imkan veren ‘selfie-coasterlar’ inşa etmeye, alışveriş meraklılarının tek bir düğmeye basarak çok sayıda kıyafeti denemesine imkan veren bir ‘sanal kişisel asistan’ olarak kullanmasına kadar geniş bir yelpazeye yayılmış çok sayıda potansiyel uygulama bulunuyor. Bu uygulamalar tespit edildikten sonra, 6.500 tüketici, bir sosyal trend olarak selfie’lerin evrimine dair düşüncelerini ve akıllı telefon fotoğraflarının daha fonksiyonel kullanımlarına olan iştahlarını ifade ettiler.
“Proje bize, selfie’lerin ve görüntülü çağrıların nasıl bir evrim geçirdiğine ve neden birbirinden bu kadar farklı birçok sektörde dönüşüme yol açabileceklerine dair gerçek bir içgörü kazandırdı” diyen Sony Mobile Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Jason Smith sözlerine şöyle devam etti: “Sony Mobile olarak, bugün tüketicilerin yaşamını kolaylaştıran akıllı telefonlar tasarlarken, gelecekte bizi nelerin beklediğini takip ederek inovasyon ve değişimin şekil verilmesine katkıda bulunmak gibi ikili bir görev ile karşı karşıyayız. Fotoğrafçılığı daima akıllı telefonun merkezinde yer alan kilit bir fonksiyon olarak gördük ve Xperia™ XZ modelimizdeki ön kamera teknolojisini halihazırda üstün kaliteli fotoğraflar için geliştirdik, dolayısıyla, tüketicilerin gelecekte günlük yaşamımızı geliştirecek böylesine geniş bir yelpazeye yayılmış kullanımlar için selfie’lere kucak açmaya hazır olduğunu bilmek de inanılmaz derecede heyecan verici.”
Raporda, tüketicilere göre gelecek beş yıl içinde selfie’lerin alacağı şekle dair en önemli 10 yön belirleniyor:
1. Sosyalleşme: Başkalarının gerçekte ne düşündüğünü öğrenmek için size eşlik eden kişi ile birlikte selfie çekmek
2. Tıbbi: İnsanların dörtte birinden fazlası, pratisyen hekimi ile ilk olarak bir selfie veya görüntülü çağrı ile görüşmeyi tercih ediyor
3. Selfie kuşağı için bankacılık: 25-34 yaş arası kuşağın yarıya yakını, bankasına bir ‘selfie parolası’ ile erişmesi halinde kendini daha güvende hissedeceğini belirtiyor
4. Serbest zamanlarda: Heyecan peşindekilerin yarıya yakını, sürüş sırasında deneyiminizi çekmenin kontrolüne sizi getiren bir rollercoaster olan ‘selfiecoaster’ı denemeyi istiyor
5. Spor salonunda / fitness: Örn. kalp atışlarını test etmek, hatta tekniğinizi nasıl iyileştirebileceğinizi ve bir hareketin ne kadar doğru yapıldığını gözlemlemek üzere, vücut verilerini yakalamak için selfie’lerin Yapay Zeka (AI) ile birlikte kullanılması
6. Sipariş üzerine yapılan kıyafetler: Kişiye özel kıyafetler için bir 3D vücut görüntüsünün çekilmesi
7. Perakende: Tek düğmeye basarak vücut biçiminize uygun farklı kıyafetleri denemek için akıllı telefon kamerasının kullanılması
8. Sosyal sermaye: Sinema bileti veya turistik bir yere girerken selfie ile ödeme yapılması
9. Robotlar: Başka veya ekstrem lokasyonlardan selfie çekmek üzere akıllı telefonunuz ile drone veya robotlara kumanda etmek
10. Ev: Selfie’lerin yardımıyla ev ve arabalarımızın güvenliğini sağlamak ve bunlara erişmek
Gelecek Bilimci ve Selfie’lerin Geleceği raporunun yaratıcısı Dr Ian Pearson ise konu ile ilgili olarak şöyle söyledi: “Bu raporda, Sony Mobile ekibi ile birlikte selfie’lerin ve akıllı telefon fotoğrafçılığının geçirdiği evrimin haritasını çıkarmak harika bir deneyimdi. Ancak, daha da cesaret verici olanı, selfie’ler ve görüntülü çağrıların gelecekteki farklı kullanımlarına açık olduklarını gösteren tüketicilerin tepkisiydi.”
“Sonuçlar, selfie’lerin geçici bir hevesten teknolojik bir fenomene dönüşmekte olduğunu ve çok sayıdaki sektör için üzerinde düşünülmesi gereken bir konu haline geldiğini ortaya koyuyor. Ortada muazzam bir potansiyel var ve önümüzdeki yıllarda bunun ortaya çıkışını izlemek heyecanlı olacak.”
Sony Mobile tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, ‘ selfie ’ler’ geçici bir hevesten teknolojik bir fenomene dönüşürken, akıllı telefon kameraları da çok sayıda sektörde dönüşümü tetikleyebilir. Futurizon ile birlikte yayımlanan ve Birleşik Krallık, Almanya, Fransa ve İspanya’daki 6.500 Avrupalı tüketicinin katılımıyla gerçekleştirilen bir ankete dayanan rapor ve rapora eşlik eden araştırma, tüketicilerin cep telefonu kamerası fotoğrafçılığında ‘çok sayıda potansiyel uygulamaya’ açık olduğunu ortaya koydu.
Gelecek Bilimci Dr. Ian Pearson ile birlikte çalışan Sony Mobile, gelecekte teknolojik bir fonksiyon olarak akıllı telefon fotoğrafçılığı ve selfie’leri dahil etmesi muhtemel sektörleri inceledi. Eğlence parklarından adrenalin bağımlılarının en son maceralarındaki deneyimlerini çekmesine imkan veren ‘selfie-coasterlar’ inşa etmeye, alışveriş meraklılarının tek bir düğmeye basarak çok sayıda kıyafeti denemesine imkan veren bir ‘sanal kişisel asistan’ olarak kullanmasına kadar geniş bir yelpazeye yayılmış çok sayıda potansiyel uygulama bulunuyor. Bu uygulamalar tespit edildikten sonra, 6.500 tüketici, bir sosyal trend olarak selfie’lerin evrimine dair düşüncelerini ve akıllı telefon fotoğraflarının daha fonksiyonel kullanımlarına olan iştahlarını ifade ettiler.
“Proje bize, selfie’lerin ve görüntülü çağrıların nasıl bir evrim geçirdiğine ve neden birbirinden bu kadar farklı birçok sektörde dönüşüme yol açabileceklerine dair gerçek bir içgörü kazandırdı” diyen Sony Mobile Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Jason Smith sözlerine şöyle devam etti: “Sony Mobile olarak, bugün tüketicilerin yaşamını kolaylaştıran akıllı telefonlar tasarlarken, gelecekte bizi nelerin beklediğini takip ederek inovasyon ve değişimin şekil verilmesine katkıda bulunmak gibi ikili bir görev ile karşı karşıyayız. Fotoğrafçılığı daima akıllı telefonun merkezinde yer alan kilit bir fonksiyon olarak gördük ve Xperia™ XZ modelimizdeki ön kamera teknolojisini halihazırda üstün kaliteli fotoğraflar için geliştirdik, dolayısıyla, tüketicilerin gelecekte günlük yaşamımızı geliştirecek böylesine geniş bir yelpazeye yayılmış kullanımlar için selfie’lere kucak açmaya hazır olduğunu bilmek de inanılmaz derecede heyecan verici.”
Raporda, tüketicilere göre gelecek beş yıl içinde selfie’lerin alacağı şekle dair en önemli 10 yön belirleniyor:
1. Sosyalleşme: Başkalarının gerçekte ne düşündüğünü öğrenmek için size eşlik eden kişi ile birlikte selfie çekmek
2. Tıbbi: İnsanların dörtte birinden fazlası, pratisyen hekimi ile ilk olarak bir selfie veya görüntülü çağrı ile görüşmeyi tercih ediyor
3. Selfie kuşağı için bankacılık: 25-34 yaş arası kuşağın yarıya yakını, bankasına bir ‘selfie parolası’ ile erişmesi halinde kendini daha güvende hissedeceğini belirtiyor
4. Serbest zamanlarda: Heyecan peşindekilerin yarıya yakını, sürüş sırasında deneyiminizi çekmenin kontrolüne sizi getiren bir rollercoaster olan ‘selfiecoaster’ı denemeyi istiyor
5. Spor salonunda / fitness: Örn. kalp atışlarını test etmek, hatta tekniğinizi nasıl iyileştirebileceğinizi ve bir hareketin ne kadar doğru yapıldığını gözlemlemek üzere, vücut verilerini yakalamak için selfie’lerin Yapay Zeka (AI) ile birlikte kullanılması
6. Sipariş üzerine yapılan kıyafetler: Kişiye özel kıyafetler için bir 3D vücut görüntüsünün çekilmesi
7. Perakende: Tek düğmeye basarak vücut biçiminize uygun farklı kıyafetleri denemek için akıllı telefon kamerasının kullanılması
8. Sosyal sermaye: Sinema bileti veya turistik bir yere girerken selfie ile ödeme yapılması
9. Robotlar: Başka veya ekstrem lokasyonlardan selfie çekmek üzere akıllı telefonunuz ile drone veya robotlara kumanda etmek
10. Ev: Selfie’lerin yardımıyla ev ve arabalarımızın güvenliğini sağlamak ve bunlara erişmek
Gelecek Bilimci ve Selfie’lerin Geleceği raporunun yaratıcısı Dr Ian Pearson ise konu ile ilgili olarak şöyle söyledi: “Bu raporda, Sony Mobile ekibi ile birlikte selfie’lerin ve akıllı telefon fotoğrafçılığının geçirdiği evrimin haritasını çıkarmak harika bir deneyimdi. Ancak, daha da cesaret verici olanı, selfie’ler ve görüntülü çağrıların gelecekteki farklı kullanımlarına açık olduklarını gösteren tüketicilerin tepkisiydi.”
“Sonuçlar, selfie’lerin geçici bir hevesten teknolojik bir fenomene dönüşmekte olduğunu ve çok sayıdaki sektör için üzerinde düşünülmesi gereken bir konu haline geldiğini ortaya koyuyor. Ortada muazzam bir potansiyel var ve önümüzdeki yıllarda bunun ortaya çıkışını izlemek heyecanlı olacak.”
Müzik dinlerken kota aşımı derdine son
Eğer müzik dinlemek için Youtube'u kullanıyorsanız, büyük ihtimalle her ay kota aşımı sorunu ile karşı karşıyasınız. Bu dertten kurtulmanın yöntemi basit, videoları MP3 olarak indirmeyi deneyin.
YouTube bir video paylaşım hizmeti olsa da, siteyi müzik dinlemek için kullananların sayısı çoğunlukta. Müzik kliplerini saymasanız bile, YouTube üzerinde milyonlarca şarkı ve müzik bulunuyor.
Chip dergisinde yayımlanan habere göre, YouTube üzerinden müzik dinlemenin iki dezavantajı var. İlk olarak video olarak bir resimden ibaret olsalar bile, müziklerin videolardan bir farkı yok; yani YouTube'tan müzik dinlediğinizde kotanızı veya 2019'da kaldırılacak olan AKK'yı hızla harcamış oluyorsunuz. İkincisi ise YouTube'un ses kalitesinin Spotify gibi gerçek müzik akış hizmetlerine yetişmemesi.
Bunlara rağmen YouTube'tan müzik dinlemenin rahatlığından vazgeçemiyorsanız ve veri kullanımını azaltmak istiyorsanız, aşağıda dinlediğiniz müzikleri MP3 olarak indirmenin yolunu size açıklıyoruz.
1. MP3 olarak indirmek istediğiniz YouTube videosunu açın.
2. URL'yi web tarayıcınızın adres çubuğundan kopyalayın.
3. YouTube MP3'ü ziyaret edin ve URL'yi yapıştırın.
4. Convert Video üzerine tıklayın.
5. Dönüştürme tamamlanınca indirme bağlantısına tıklayın.
YouTube MP3 web sitesi çalışmazsa, Listen to YouTube ve Vid to MP3 gibi alternatifleri deneyebilirsiniz. Ancak her şekilde MP3 dosyasının ses kalitesinin ortalamayı aşmayacağını unutmayın.
YouTube bir video paylaşım hizmeti olsa da, siteyi müzik dinlemek için kullananların sayısı çoğunlukta. Müzik kliplerini saymasanız bile, YouTube üzerinde milyonlarca şarkı ve müzik bulunuyor.
Chip dergisinde yayımlanan habere göre, YouTube üzerinden müzik dinlemenin iki dezavantajı var. İlk olarak video olarak bir resimden ibaret olsalar bile, müziklerin videolardan bir farkı yok; yani YouTube'tan müzik dinlediğinizde kotanızı veya 2019'da kaldırılacak olan AKK'yı hızla harcamış oluyorsunuz. İkincisi ise YouTube'un ses kalitesinin Spotify gibi gerçek müzik akış hizmetlerine yetişmemesi.
Bunlara rağmen YouTube'tan müzik dinlemenin rahatlığından vazgeçemiyorsanız ve veri kullanımını azaltmak istiyorsanız, aşağıda dinlediğiniz müzikleri MP3 olarak indirmenin yolunu size açıklıyoruz.
1. MP3 olarak indirmek istediğiniz YouTube videosunu açın.
2. URL'yi web tarayıcınızın adres çubuğundan kopyalayın.
3. YouTube MP3'ü ziyaret edin ve URL'yi yapıştırın.
4. Convert Video üzerine tıklayın.
5. Dönüştürme tamamlanınca indirme bağlantısına tıklayın.
YouTube MP3 web sitesi çalışmazsa, Listen to YouTube ve Vid to MP3 gibi alternatifleri deneyebilirsiniz. Ancak her şekilde MP3 dosyasının ses kalitesinin ortalamayı aşmayacağını unutmayın.
Instagram Live ’de ilk içerik paylaşımı
Türk Telekom, sosyal medya kullanıcılarının merakla beklediği ‘ Instagram Live ’ için hazırladığı özel projeyle bir ilke daha imza attı. Türk Telekom, Türkiye’de sosyal medyanın en popüler platformlarından Instagram’da canlı yayın üzerinden içerik hazırlayan ilk şirket oldu.
Türkiye’nin lider iletişim ve eğlence şirketi Türk Telekom, Türkiye’de canlı yayında hazırlanan ilk Instagram paylaşımını gerçekleştiren şirket oldu. Türkiye’de ilk kez 24 Ocak 2017’de canlı yayın özelliğini kullanıcılarına açan Instagram Live özelliği; her yerde canlı yayın yapma imkanı sağlıyor.
Gerçek bir sahne ortamında gerçekleştirilen Türk Telekom Instagram Live; canlı çekimlerinde ‘En güzel anlarınızı Türk Telekom 4.5G ile paylaşın’ temasına yer verildi. Paylaşımı ile sosyal medyada büyük yankı uyandıran Türk Telekom, Instagram Live ile sahnedeki heyecan ve eğlence dolu anları da eşzamanlı olarak tüm takipçileriyle paylaştı. Yönetmen koltuğunda sosyal medya fenomenlerinden Halil Söyletmez’in yer aldığı projede, canlı yayında alışılagelmiş marka çekimlerinin aksine dekordan özel efekte, oyunculardan içerik yönetimine kadar tüm unsurlar bir araya getirilerek bir Instagram içeriğinin hazırlanış süreci takipçilerle paylaşıldı.
Türkiye’nin lider iletişim ve eğlence şirketi Türk Telekom, Türkiye’de canlı yayında hazırlanan ilk Instagram paylaşımını gerçekleştiren şirket oldu. Türkiye’de ilk kez 24 Ocak 2017’de canlı yayın özelliğini kullanıcılarına açan Instagram Live özelliği; her yerde canlı yayın yapma imkanı sağlıyor.
Gerçek bir sahne ortamında gerçekleştirilen Türk Telekom Instagram Live; canlı çekimlerinde ‘En güzel anlarınızı Türk Telekom 4.5G ile paylaşın’ temasına yer verildi. Paylaşımı ile sosyal medyada büyük yankı uyandıran Türk Telekom, Instagram Live ile sahnedeki heyecan ve eğlence dolu anları da eşzamanlı olarak tüm takipçileriyle paylaştı. Yönetmen koltuğunda sosyal medya fenomenlerinden Halil Söyletmez’in yer aldığı projede, canlı yayında alışılagelmiş marka çekimlerinin aksine dekordan özel efekte, oyunculardan içerik yönetimine kadar tüm unsurlar bir araya getirilerek bir Instagram içeriğinin hazırlanış süreci takipçilerle paylaşıldı.
Twitter'a yepyeni bir özellik geliyor
Twitter mobil uygulamasında yer alan 'Anlar' sekmesini kaldırıp yerine 'Keşfet'i getireceğini açıkladı. Anlar tamamen kalkmayacak ancak 'Keşfet' sekmesi altında devam edecek.
Twitter'dan yapılan açıklamada 'Keşfet' sekmesinde trendler, arama ve canlı videolar görülebilecek.
Kullanıcıların aradıkları bulmakta zorluk çektikleri yönündeki geri bildirimleri üzerine harekete geçen Twitter, neler olup bittiğinin daha rahat anlaşılabilmesi için Keşfet'i hayata geçirmeye karar verdi.
Sekme altında popüler olan her şeye ulaşılabilecek.
Önümüzdeki haftalarda önce Android'de hayat bulacak olan bu yenilikten faydalanmak için uygulamanızın güncel olması gerekiyor.
Twitter'dan yapılan açıklamada 'Keşfet' sekmesinde trendler, arama ve canlı videolar görülebilecek.
Kullanıcıların aradıkları bulmakta zorluk çektikleri yönündeki geri bildirimleri üzerine harekete geçen Twitter, neler olup bittiğinin daha rahat anlaşılabilmesi için Keşfet'i hayata geçirmeye karar verdi.
Sekme altında popüler olan her şeye ulaşılabilecek.
Önümüzdeki haftalarda önce Android'de hayat bulacak olan bu yenilikten faydalanmak için uygulamanızın güncel olması gerekiyor.
Çin'de internet kullanıcısı Avrupa nüfusu kadar
Çin’de internet kullanıcılarının sayısı Avrupa nüfusunun toplamına ulaştı. Resmi makamların yaptığı açıklamaya göre ülkede kullanıcıların sayısı yaklaşık 731 milyon.
Çin 1 milyar 370 milyorn nüfusuyla dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ülkesi. Son açıklanan istatistiklere göre de ülkenin yüzde 53,2'si, yani 731 milyon Çinli internet kullanıcısı. Çin'de internet kullananların sayısı neredeyse Avrupa'nın genelindeki nüfus toplamına eşit.
Çin İnternet Merkezi'nin (CNNIC) açıkladığı rakamlara göre geçen seneye oranla internet kullanıcılarının sayısında yüzde 6,2'lik bir artış var. Bu artışın ülke nüfusundaki karşılığı 43 milyon. Bu sayı neredeyse İspanya'nın nüfusuna eşit.
CNNIC'in açıkladığı rapora göre internet kullanıcılarının yüzde 95,1'i interneti cep telefonu üzerinden kullanıyor.
Çin öte yandan internet sansürünün en yaygın uygulandığı ülkelerden biri. Ülkede Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının yanı sıra alternatif haber kaynaklarına da erişim kısıtlanıyor. Ülkede medyanın ve kişilerin sosyal ağlar üzerindeki aktiviteleri yakından takip ediliyor.
Ancak yine de internetin Çin ekonomisindeki rolü büyük. Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için internet alanında faaliyet gösterecek yeni girişimleri destekliyor ve internet ticaretini geliştirmek için çalışmalarda bulunuyor.(dw.com/turkish)
Çin 1 milyar 370 milyorn nüfusuyla dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ülkesi. Son açıklanan istatistiklere göre de ülkenin yüzde 53,2'si, yani 731 milyon Çinli internet kullanıcısı. Çin'de internet kullananların sayısı neredeyse Avrupa'nın genelindeki nüfus toplamına eşit.
Çin İnternet Merkezi'nin (CNNIC) açıkladığı rakamlara göre geçen seneye oranla internet kullanıcılarının sayısında yüzde 6,2'lik bir artış var. Bu artışın ülke nüfusundaki karşılığı 43 milyon. Bu sayı neredeyse İspanya'nın nüfusuna eşit.
CNNIC'in açıkladığı rapora göre internet kullanıcılarının yüzde 95,1'i interneti cep telefonu üzerinden kullanıyor.
Çin öte yandan internet sansürünün en yaygın uygulandığı ülkelerden biri. Ülkede Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının yanı sıra alternatif haber kaynaklarına da erişim kısıtlanıyor. Ülkede medyanın ve kişilerin sosyal ağlar üzerindeki aktiviteleri yakından takip ediliyor.
Ancak yine de internetin Çin ekonomisindeki rolü büyük. Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için internet alanında faaliyet gösterecek yeni girişimleri destekliyor ve internet ticaretini geliştirmek için çalışmalarda bulunuyor.(dw.com/turkish)
26 Ocak 2017 Perşembe
Sosyal medyanın yeni trendi
Sosyal medyanın yeni trendi Çin'den geldi. Meitu isimli mobil uygulama bu aralar piyasadaki en popüler aplikasyonlardan biri. Peki Meitu'nun sırrı ne?
Meitu aslında yeni bir uygulama değil. Çin'de bir süredir oldukça popüler olan uygulama ABD pazarına açılınca tabiri caizse bir global fenomene dönüştü.
Meitu'yu bir selfie uygulaması olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Zira uygulamadaki hazır efektler kullanıcının yüzüne göre uygulanıyor ve ortaya fotoğraflarda gördüğünüz sonuçlar çıkıyor.
Uygulamanın en dikkat çeken yanı ise kullanıcıların karelerine anime/manga tarzı bir görünüm kazandırıyor olması.
Uygulamanın hem iOS ham de Android versiyonları bulunuyor.
iOS için günlük 200 bine yakın indirme sayısına ulaşan Meitu, yaklaşın 50 milyon Android telefonda kullanılıyor.
Meitu aslında yeni bir uygulama değil. Çin'de bir süredir oldukça popüler olan uygulama ABD pazarına açılınca tabiri caizse bir global fenomene dönüştü.
Meitu'yu bir selfie uygulaması olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Zira uygulamadaki hazır efektler kullanıcının yüzüne göre uygulanıyor ve ortaya fotoğraflarda gördüğünüz sonuçlar çıkıyor.
Uygulamanın en dikkat çeken yanı ise kullanıcıların karelerine anime/manga tarzı bir görünüm kazandırıyor olması.
Uygulamanın hem iOS ham de Android versiyonları bulunuyor.
iOS için günlük 200 bine yakın indirme sayısına ulaşan Meitu, yaklaşın 50 milyon Android telefonda kullanılıyor.
Etiketler:
ABD,
Android,
Çin,
mobil,
sosyal medya
Mark Zuckerberg kimdir?
Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, sosyal medya denilince akla gelen ilk isimlerden. Üniversitedeki yurt odasında kurduğu Facebook ile kısa sürede Forbes'un en zenginler listesine adını yazdıran Zuckerberg belki de çağımızın en merak edilen kişilerinden biri.
İşte Zuckerberg hakkında bilmeniz gerekenler...
Mark Zuckerberg, 14 Mayıs 1984 yılında New York eyaletinin White Plains şehrinde diş hekimi bir baba olan Edward ve psikiyatrist doktor bir anne olan Karen'in tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi.
Lisede çeşitli bilim dallarında bir çok ödül kazanan Zuckerberg, ABD’nin en önemli üniversitelerinden Harvard’a girdi ve bilgisayar bilimini okudu.
Üniversitenin ilk yılında, okulun en yakışıklı ve en güzel kızlarının seçilebildiği Facemash isimli bir internet sitesi kurdu. Sitede Harvard'daki tüm öğrencilerin fotoğrafları vardı. Ancak fotoğrafları bulması için üniversitenin veri tabanına girmesi gerekiyordu.
Veri tabanını hack'lediği ortaya çıkan Mark Zuckerberg, yaptığı bu eylem sonrası disipline verilince okulu bıraktı.
Harvard’lı öğrencileri internet üzerinde buluşturmak için Facebook isimli, ona şu anki servetini getirecek olan siteyi kurdu.
Site ününü Harvard’da okuyan öğrencilerin dışına çıkardı, kısa süre içinde dünyada bir sürü kullanıcıya sahip olan bir site halini aldı. 2012 yılı içinde 1 milyar kullanıcıya ulaştı.
Ayrıca onun bu başarısını anlatan " Birkaç Düşman Edinmeden 500 Milyon Arkadaş Kazanamazsınız" sloganıyla Sosyal Ağ adlı bir film çekilmiştir.
Zuckerberg, 19 Mayıs 2012 tarihinde ise, uzun süredir sevgilisi olduğu Priscilla Chan ile evlendi.
Facebook'un kurucusu Zuckerberg hakkında bilinmeyenler
Sosyal medya devi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, sahip olduğu servetle dünyanın en zengin isimlerinden biri. Peki genç milyarderi ne kadar tanıyorsunuz?
İşte Mark Zuckerberg'in pek çok kişinin bilmediği 10 ilginç özelliği...
1- Lisede teknoloji alanında çalışmaları ile Microsoft'un dikkatini çeken Zuckerberg, bu şirketten teklif aldı. Ancak genç mucit bu iş teklifini reddedip Harvard'a girdi.
2- Facebook ile tanınan Zuckerberg ilk atılımını orta okulda yapmıştı. Zuckerberg orta okulda ZuckNet isimli anlık mesajlaşma programı yarattı.
3- Facebook'un logosunun mavi renge sahip olmasının nedeni Zuckerberg'in renk körü olması.
4- Zuckerberg hiçbir zaman iyi bir coder olmadı. Zuckerberg kod yazmayı C++ for Dummies isimli kitaptan öğrendi.
5- Antik dillere olan merakı ile bilinen Zuckerberg Latince öğrendi.
6- Zuckerberg İngilizcenin dışında Mandarin dilini de konuşabiliyor.
7- Zuckerberg Yurt odasında kurduğu Facebook için pek çok teknoloji devinden teklif aldı. Bol sıfırlı teklifleri reddeden Zuckerberg kararında haklı çıktı.
8- Zuckerberg Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un izinden gittiğini sıklıkla dile getiriyor.
9- Rakip uygulama Twitter'ı kullanan Zuckerberg, 2009'dan bu yana 19 tweet attı.
10- Özel hayatını gözlerden uzak yaşamaya özen gösteren Zuckerberg bunun için kesenin ağzını da açıyor. Zuckerberg geçtiğimiz dönemde Hawaii'de 100 milyon dolara bir arazi satın alarak gözlerden uzak bir hayat yaşamak için ilk adımını atmıştı.
İşte Zuckerberg hakkında bilmeniz gerekenler...
Mark Zuckerberg, 14 Mayıs 1984 yılında New York eyaletinin White Plains şehrinde diş hekimi bir baba olan Edward ve psikiyatrist doktor bir anne olan Karen'in tek erkek çocuğu olarak dünyaya geldi.
Lisede çeşitli bilim dallarında bir çok ödül kazanan Zuckerberg, ABD’nin en önemli üniversitelerinden Harvard’a girdi ve bilgisayar bilimini okudu.
Üniversitenin ilk yılında, okulun en yakışıklı ve en güzel kızlarının seçilebildiği Facemash isimli bir internet sitesi kurdu. Sitede Harvard'daki tüm öğrencilerin fotoğrafları vardı. Ancak fotoğrafları bulması için üniversitenin veri tabanına girmesi gerekiyordu.
Veri tabanını hack'lediği ortaya çıkan Mark Zuckerberg, yaptığı bu eylem sonrası disipline verilince okulu bıraktı.
Harvard’lı öğrencileri internet üzerinde buluşturmak için Facebook isimli, ona şu anki servetini getirecek olan siteyi kurdu.
Site ününü Harvard’da okuyan öğrencilerin dışına çıkardı, kısa süre içinde dünyada bir sürü kullanıcıya sahip olan bir site halini aldı. 2012 yılı içinde 1 milyar kullanıcıya ulaştı.
Ayrıca onun bu başarısını anlatan " Birkaç Düşman Edinmeden 500 Milyon Arkadaş Kazanamazsınız" sloganıyla Sosyal Ağ adlı bir film çekilmiştir.
Zuckerberg, 19 Mayıs 2012 tarihinde ise, uzun süredir sevgilisi olduğu Priscilla Chan ile evlendi.
Facebook'un kurucusu Zuckerberg hakkında bilinmeyenler
Sosyal medya devi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, sahip olduğu servetle dünyanın en zengin isimlerinden biri. Peki genç milyarderi ne kadar tanıyorsunuz?
İşte Mark Zuckerberg'in pek çok kişinin bilmediği 10 ilginç özelliği...
1- Lisede teknoloji alanında çalışmaları ile Microsoft'un dikkatini çeken Zuckerberg, bu şirketten teklif aldı. Ancak genç mucit bu iş teklifini reddedip Harvard'a girdi.
2- Facebook ile tanınan Zuckerberg ilk atılımını orta okulda yapmıştı. Zuckerberg orta okulda ZuckNet isimli anlık mesajlaşma programı yarattı.
3- Facebook'un logosunun mavi renge sahip olmasının nedeni Zuckerberg'in renk körü olması.
4- Zuckerberg hiçbir zaman iyi bir coder olmadı. Zuckerberg kod yazmayı C++ for Dummies isimli kitaptan öğrendi.
5- Antik dillere olan merakı ile bilinen Zuckerberg Latince öğrendi.
6- Zuckerberg İngilizcenin dışında Mandarin dilini de konuşabiliyor.
7- Zuckerberg Yurt odasında kurduğu Facebook için pek çok teknoloji devinden teklif aldı. Bol sıfırlı teklifleri reddeden Zuckerberg kararında haklı çıktı.
8- Zuckerberg Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un izinden gittiğini sıklıkla dile getiriyor.
9- Rakip uygulama Twitter'ı kullanan Zuckerberg, 2009'dan bu yana 19 tweet attı.
10- Özel hayatını gözlerden uzak yaşamaya özen gösteren Zuckerberg bunun için kesenin ağzını da açıyor. Zuckerberg geçtiğimiz dönemde Hawaii'de 100 milyon dolara bir arazi satın alarak gözlerden uzak bir hayat yaşamak için ilk adımını atmıştı.
24 Ocak 2017 Salı
Sürücüsüz otobüs yollara çıktı
Singapur’da ilk deneyimi için yollara çıkan Sürücüsüz Arma Otobüs bu kez karşımıza Las Vegas caddelerinde ilk gösterisini yaptı.
İlk olarak Singapur’da karşımıza çıkan sürücüsüz Arma Otobüs, Amerikan topraklarına adım atmayı başardı. Fransız otonom araç üreticisi Navya‘yla Las Vegas şehrinin iş birliği sayesinde sürücüsüz otobüslerin testlerine iki üç gün önce başlandı. Daha önceleri Singapur’da bir üniversitede shuttle görevi gören Arma, Las Vegas’ın Fremont doğu eğlence bölgesinde test sürüşlerine başladı. İnsanların severek tercih ettiği Arma bu hamleseyile de ne kadar ciddi olduğunu da yeniden göstermiş oldu.
Ocak aynın 20’sine yani bugüne kadar süregelen bu testler, Amerika topraklarında kullanılan ilk sürücüsüz toplu taşıma denemeleri olarak da tarihe geçtiğini hatırlatalım. Ücretsiz gerçekleşen ve 10:00 ile 18:00 arasında yapılan testler tam puan aldı desek yanlış olmaz. 12 ila 15 kişilik taşıma kapasitesine sahip olan Arma modeli, bu testlerde maksimum 20 km hızlarına çıkabiliyor. Yani yolcular için sürücüsüz keyifli ve oldukça güvenli bir yolculuk deneyimi oldu.
Fakat Arma modelinin aslında daha hızlı bir araç olduğunu da aşikar. Daha önce yapılan testlerde 44 km hızlarına kadar güvenli bir şekilde çıkabilen Arma, tamamen elektrikli olarak üretildi. Las Vegas şehri yöneticilerinden Jorge Cervantes, yaptığı açıklamalarda sürücüsüz otobüslerin Las Vegas kentinde sürekli olarak kullanılacağını belirtti. Kısaca Fransız şirket büyümeyi beklediğinden daha kısa sürede gerçekleştirecek gibi. Bu durumun tüm Amerika’da ve gelişmiş şirketlerde yakın zamanda denenmesi de olası görünüyor. Geriye sadece olumsuz olarak işsiz kalacak olan otobüs şöforlerinin olacağını belirtelim.
Yaz sonu veya sonbahar başlarında sürekli olarak başlayacak olan otonom otobüs seferleri Las Vegas gibi 24 saat yaşayan şehirler için oldukça önemli bir adım olacakmış gibi görünüyor. Eğer Arma tüm dünyanın kumar ve gece hayatı merkezlerinden biri olan Las Vegas’ta başarılı olabilirse Amerika’nın her köşesine yayılabilir. Eğer Arma Amerika’nın her köşesine yayılabiliyorsa tüm dünyaya da yayılması olası. Özellikle otonom teknolojisinin hızla zirveye tırmandığı ve gelecekte kesin bakıldığını düşünürsek bu olay kaçınılmaz gibi görünüyor.
İlk olarak Singapur’da karşımıza çıkan sürücüsüz Arma Otobüs, Amerikan topraklarına adım atmayı başardı. Fransız otonom araç üreticisi Navya‘yla Las Vegas şehrinin iş birliği sayesinde sürücüsüz otobüslerin testlerine iki üç gün önce başlandı. Daha önceleri Singapur’da bir üniversitede shuttle görevi gören Arma, Las Vegas’ın Fremont doğu eğlence bölgesinde test sürüşlerine başladı. İnsanların severek tercih ettiği Arma bu hamleseyile de ne kadar ciddi olduğunu da yeniden göstermiş oldu.
Ocak aynın 20’sine yani bugüne kadar süregelen bu testler, Amerika topraklarında kullanılan ilk sürücüsüz toplu taşıma denemeleri olarak da tarihe geçtiğini hatırlatalım. Ücretsiz gerçekleşen ve 10:00 ile 18:00 arasında yapılan testler tam puan aldı desek yanlış olmaz. 12 ila 15 kişilik taşıma kapasitesine sahip olan Arma modeli, bu testlerde maksimum 20 km hızlarına çıkabiliyor. Yani yolcular için sürücüsüz keyifli ve oldukça güvenli bir yolculuk deneyimi oldu.
Fakat Arma modelinin aslında daha hızlı bir araç olduğunu da aşikar. Daha önce yapılan testlerde 44 km hızlarına kadar güvenli bir şekilde çıkabilen Arma, tamamen elektrikli olarak üretildi. Las Vegas şehri yöneticilerinden Jorge Cervantes, yaptığı açıklamalarda sürücüsüz otobüslerin Las Vegas kentinde sürekli olarak kullanılacağını belirtti. Kısaca Fransız şirket büyümeyi beklediğinden daha kısa sürede gerçekleştirecek gibi. Bu durumun tüm Amerika’da ve gelişmiş şirketlerde yakın zamanda denenmesi de olası görünüyor. Geriye sadece olumsuz olarak işsiz kalacak olan otobüs şöforlerinin olacağını belirtelim.
Yaz sonu veya sonbahar başlarında sürekli olarak başlayacak olan otonom otobüs seferleri Las Vegas gibi 24 saat yaşayan şehirler için oldukça önemli bir adım olacakmış gibi görünüyor. Eğer Arma tüm dünyanın kumar ve gece hayatı merkezlerinden biri olan Las Vegas’ta başarılı olabilirse Amerika’nın her köşesine yayılabilir. Eğer Arma Amerika’nın her köşesine yayılabiliyorsa tüm dünyaya da yayılması olası. Özellikle otonom teknolojisinin hızla zirveye tırmandığı ve gelecekte kesin bakıldığını düşünürsek bu olay kaçınılmaz gibi görünüyor.
Youtube, super chat özelliğiyle iddialı geliyor
Dünyanın en popüler video sitesi olarak bilinenYoutube, profesyonel yayıncıları ve takipçilerini sevindirecek yeni özellik Super Chat ile geliyor.
Super Chat adlı özellikle izleyiciler belli bir ücret karşılığında yorumlarını öne çıkarabilecek. Kısaca özellikle yayıncılara oldukça verimli bir gelir kapısı açılmış oluyor.
Youtube’un piyasaya sunacağı bu yeni özellik Super Chat aslına Twitch’in Cheering adıyla uyguladığı yorum/başlık belirginleştirme özelliğinin bir benzeri olarak diyebiliriz. Tabii eğer kafanızda bir örnek istiyorsanız. Yani Super Chat özelliğinden faydalanan kullanıcılar, yorumlarını sohbet akışında sabitleyebilecek veya farklı bir şekilde renklendirebilecek. Örnek verecek olursak: Sabitleme avantajından faydalanan kullanıcıların yorumu 5 saate kadar üst sırada konlandırılabilecek. Dolayısıyla bu özellikten faydalanan kullanıcıların izlediği Youtube ünlüsünden yanıt alma şansı da artmış olacak. Kısaca yayıncıyla görüşme ihtimaline karşı kullanıcı cebinden para vermek zorunda kalacak. Özellikle oyun sektöründe yayın yapan yayıncıların birçok hayran kitlesi olduğu düşünülürse miktarın uçuk olmayacağı da var sayılırken yayıncıların başka bir gelir kapısı ile kazançlarının artması şimdilik olumlu bakılıyor. ve bu ayın sonunda yaygınlaşması da bekleniyor.
Youtube bu özelliği şimdilik iHasCupquake, Great Library (buzzbean11) ve Alex Wassabi gibi bir kaç Youtuber ile başlattığını duyuruyor ama ay sonunda 20 farklı ülkeden yayıncıların ve 40 farklı ülkeden izleyicilerin bu özelliğini kullanabileceğini duyurdu. Kısaca ay sonunda bu özellikle yayıncıların daha fazla para kazanması olası.
Creator Hub, On the Rise, Youtube Community gibi özeliklerle profesyonel yayıncıları popülerleştirmeye çalışmalarında olan Youtube, Super Chat ile yayıncıların gelir kazanımını da arttırıp diğer sitelere de göz dağı vermiş olacak. Tabi izleyicilerin bu özellikten ne kadar faydalanacağı da ayrı bir muamma. Youtube şuan için sadece yayıncılarını düşünüyor gibi.. Bu özelliğin kötüye kullanımı da işin farklı bir boyutu olarak gözlerden kaçmıyor.
Öte yandan Youtube, Super Chat özelliğiyle birlikte Fan Funding API’nin yerini alacak gerçek zamanlı veri çekme API’sini de yayınladığını ayrıca resmi olarakduyurdu. Detaylara Youtube Geliştirici Blogu’ndan ulaşabilirken ayrıca Super Chat hakkında detaylı bilgiyi de Türkçe hazırlanmış destek sayfasında bulabilmek mümkün. Bakalım Youtube bu hamlesiyle ne kadar yayıncıyı kendisine çekebilecek?
Super Chat adlı özellikle izleyiciler belli bir ücret karşılığında yorumlarını öne çıkarabilecek. Kısaca özellikle yayıncılara oldukça verimli bir gelir kapısı açılmış oluyor.
Youtube’un piyasaya sunacağı bu yeni özellik Super Chat aslına Twitch’in Cheering adıyla uyguladığı yorum/başlık belirginleştirme özelliğinin bir benzeri olarak diyebiliriz. Tabii eğer kafanızda bir örnek istiyorsanız. Yani Super Chat özelliğinden faydalanan kullanıcılar, yorumlarını sohbet akışında sabitleyebilecek veya farklı bir şekilde renklendirebilecek. Örnek verecek olursak: Sabitleme avantajından faydalanan kullanıcıların yorumu 5 saate kadar üst sırada konlandırılabilecek. Dolayısıyla bu özellikten faydalanan kullanıcıların izlediği Youtube ünlüsünden yanıt alma şansı da artmış olacak. Kısaca yayıncıyla görüşme ihtimaline karşı kullanıcı cebinden para vermek zorunda kalacak. Özellikle oyun sektöründe yayın yapan yayıncıların birçok hayran kitlesi olduğu düşünülürse miktarın uçuk olmayacağı da var sayılırken yayıncıların başka bir gelir kapısı ile kazançlarının artması şimdilik olumlu bakılıyor. ve bu ayın sonunda yaygınlaşması da bekleniyor.
Youtube bu özelliği şimdilik iHasCupquake, Great Library (buzzbean11) ve Alex Wassabi gibi bir kaç Youtuber ile başlattığını duyuruyor ama ay sonunda 20 farklı ülkeden yayıncıların ve 40 farklı ülkeden izleyicilerin bu özelliğini kullanabileceğini duyurdu. Kısaca ay sonunda bu özellikle yayıncıların daha fazla para kazanması olası.
Creator Hub, On the Rise, Youtube Community gibi özeliklerle profesyonel yayıncıları popülerleştirmeye çalışmalarında olan Youtube, Super Chat ile yayıncıların gelir kazanımını da arttırıp diğer sitelere de göz dağı vermiş olacak. Tabi izleyicilerin bu özellikten ne kadar faydalanacağı da ayrı bir muamma. Youtube şuan için sadece yayıncılarını düşünüyor gibi.. Bu özelliğin kötüye kullanımı da işin farklı bir boyutu olarak gözlerden kaçmıyor.
Öte yandan Youtube, Super Chat özelliğiyle birlikte Fan Funding API’nin yerini alacak gerçek zamanlı veri çekme API’sini de yayınladığını ayrıca resmi olarakduyurdu. Detaylara Youtube Geliştirici Blogu’ndan ulaşabilirken ayrıca Super Chat hakkında detaylı bilgiyi de Türkçe hazırlanmış destek sayfasında bulabilmek mümkün. Bakalım Youtube bu hamlesiyle ne kadar yayıncıyı kendisine çekebilecek?
23 Ocak 2017 Pazartesi
Samsung'dan şoke eden Galaxy S8 kararı
Note 7'de yaşanan hezimetin ardından Galaxy S8'le yeniden ayağı kalkması beklenen Samsung'un yeni amiral gemisinin çıkışıyla ilgili aldığı karar herkesi şoke etti.
Güney Koreli dünya devi firmanın Barcelona'da yapılacak Dünya Mobil Kongresi'nde yeni modeli tanıtması bekleniyordu.
Reuters'e bir açıklama yapan Samsung Mobil CEO'su Koh Dong-jin S8'i MWC 2017'de tanıtmayacaklarını duyurdu.
27 Şubat'ta başlayacak Mobil Dünya Kongresi için herkes beklenti içindeyken gelen bu açıklama şaşırttı.
Reuters'e açıklama yapan ancak soruları yanıtlamayı ve yorum yapmayı reddeden Koh S8 için yeni belirlenen bir çıkış tarihi de vermedi.
Genel beklenti telefonun MWC'de tanıtılıp Mart ayında satışa sunulması yönündeydi.
Ancak son günlerde S8'in MWC 2017'de tanıtılmayacağına dair haberler çıkmıytı. İddiaya göre S8 sadece sektörün önde gelen isimlerine gösterilecek ancak kamuya henüz duyurulmayacaktı.
Sızıntılarıyla tanınan @Ricciolo’ya göre Samsung Galaxy S8, 29 Mart’ta düzenlenen ayrı bir etkinlikle resmen tanıtılacak. Bu etkinliğin New York’ta düzenleneceği tahmin ediliyor.
Güney Koreli dünya devi firmanın Barcelona'da yapılacak Dünya Mobil Kongresi'nde yeni modeli tanıtması bekleniyordu.
Reuters'e bir açıklama yapan Samsung Mobil CEO'su Koh Dong-jin S8'i MWC 2017'de tanıtmayacaklarını duyurdu.
27 Şubat'ta başlayacak Mobil Dünya Kongresi için herkes beklenti içindeyken gelen bu açıklama şaşırttı.
Reuters'e açıklama yapan ancak soruları yanıtlamayı ve yorum yapmayı reddeden Koh S8 için yeni belirlenen bir çıkış tarihi de vermedi.
Genel beklenti telefonun MWC'de tanıtılıp Mart ayında satışa sunulması yönündeydi.
Ancak son günlerde S8'in MWC 2017'de tanıtılmayacağına dair haberler çıkmıytı. İddiaya göre S8 sadece sektörün önde gelen isimlerine gösterilecek ancak kamuya henüz duyurulmayacaktı.
Sızıntılarıyla tanınan @Ricciolo’ya göre Samsung Galaxy S8, 29 Mart’ta düzenlenen ayrı bir etkinlikle resmen tanıtılacak. Bu etkinliğin New York’ta düzenleneceği tahmin ediliyor.
18.4 inç büyüklükte Nokia tablet geliyor!
Tablet bilgisayar sektörünün sessiz olduğu günlerde 18.4 inç büyüklükteki Nokia tablet iddiaları dikkat çekti.
Geçtiğimiz günlerde yeni akıllı telefonu ile karşımıza çıkan Nokia, Çin pazarında 1 milyonluk ön sipariş rakamını geride bırakmayı başarmış ve sektöre geri dönüşü dikkat çekmişti. Nokia 6 isimli Android işletim sistemli orta segment akıllı telefondan sonra şimdi Nokia tarafından yeni bir tablet bilgisayar gelebilir.
İddianın kaynağı popüler karşılaştırma servisi GFXBench. GFXBench’in internet sitesinde listelenen yeni bir cihaz, 18.4 inç büyüklükte ekranla gelecek. Ancak tek özelliği bu değil.
Gizemli Nokia tabletin özellikleri nasıl olacak?
GFXBench’te yer alan bilgilere göre Android 7.0 Nougat işletim sistemli yeni gizemli cihazın ekran boyutu 18.4 inç, çözünürlüğü ise 2560 x 1440 piksel olacak. Sekiz çekirdekli 2.2 GHz hıza sahip Qualcomm işlemciye Adreno 540 GPU eşlik edecek. Cihazda kullanılacak olan yonganın Snapdragon 835 olması bekleniyor.
Bu yongaya 12 MP ön ve 4K destekli 12 MP arka kamera eşlik edecek. 64 GB depolama alanı ve 4 GB RAM gibi özellikler de bilgiler arasında. Wi-Fi, Bluetooth, GPS, NFC, 4G LTE bağlantı özellikleri bu tabletin üst seviye bir cihaz olacağını işaret ediyor.
Apple iPad Pro ve Samsung Galaxy View gibi dev tablet çözümlerine yeni bir Nokia alternatifi gelecek gibi duruyor. Ancak cihazın ne zaman duyurulacağı ve fiyatı hakkında bir detay bulunmuyor.
Geçtiğimiz günlerde yeni akıllı telefonu ile karşımıza çıkan Nokia, Çin pazarında 1 milyonluk ön sipariş rakamını geride bırakmayı başarmış ve sektöre geri dönüşü dikkat çekmişti. Nokia 6 isimli Android işletim sistemli orta segment akıllı telefondan sonra şimdi Nokia tarafından yeni bir tablet bilgisayar gelebilir.
İddianın kaynağı popüler karşılaştırma servisi GFXBench. GFXBench’in internet sitesinde listelenen yeni bir cihaz, 18.4 inç büyüklükte ekranla gelecek. Ancak tek özelliği bu değil.
Gizemli Nokia tabletin özellikleri nasıl olacak?
GFXBench’te yer alan bilgilere göre Android 7.0 Nougat işletim sistemli yeni gizemli cihazın ekran boyutu 18.4 inç, çözünürlüğü ise 2560 x 1440 piksel olacak. Sekiz çekirdekli 2.2 GHz hıza sahip Qualcomm işlemciye Adreno 540 GPU eşlik edecek. Cihazda kullanılacak olan yonganın Snapdragon 835 olması bekleniyor.
Bu yongaya 12 MP ön ve 4K destekli 12 MP arka kamera eşlik edecek. 64 GB depolama alanı ve 4 GB RAM gibi özellikler de bilgiler arasında. Wi-Fi, Bluetooth, GPS, NFC, 4G LTE bağlantı özellikleri bu tabletin üst seviye bir cihaz olacağını işaret ediyor.
Apple iPad Pro ve Samsung Galaxy View gibi dev tablet çözümlerine yeni bir Nokia alternatifi gelecek gibi duruyor. Ancak cihazın ne zaman duyurulacağı ve fiyatı hakkında bir detay bulunmuyor.
22 Ocak 2017 Pazar
Mark Zuckerberg ABD Başkanı mı Olacak?
Mark Zuckerberg ABD başkanı olmak için mi çalışıyor? Facebook’un patronunun son dönemdeki söylemleri ve planları bir sonraki dönemde bu yönde bir hamlenin gelebileceğinin sinyallerini veriyor.
Facebook’un kurucusu ve CEO’su olan, dünyanın en zengin ilk 10 ismi arasında yer alan 32 yaşındaki Mark Zuckerberg’in gözünü daha da yükseğe dikmiş olabileceği konuşuluyor. Zuckerberg’in son yaptığı açıklamalar ve bu yıl için düzenlemeyi planladığı bazı toplantılar ve etkinlikler, bir teknoloji şirketinin CEO’sun yapacaklarından çok, bir siyasetçinin yapacağı şeyler izlenimi oluşturuyor. Mark Zuckerberg ABD başkanı olmak için çalışmalara mı başladı soruları özellikle ABD’de basının gündemine girdi.
Tüm bunların ilk sinyali olarak Zuckerberg’in yeni yıl kutlamasında söylediği sözler gösteriliyor. Zuckerberg bu açıklamasında “Çalkantılı geçen bir yılın ardından, dışarı çıkıp insanlarla nasıl yaşadıkları, nasıl çalıştıkları ve gelecek için neler düşündükleri konusunda konuşmaya karar verdim.” ifadelerini kullanmıştı. Bu açıklamanın ardından ise Facebook CEO’sunun, eşi Priscilla Chan ile birlikte ABD’de 30 eyaleti kapsayan bir tura çıkıp, toplantılar düzenleyeceği ve çeşitli gruplarla bir araya geleceği belirtildi.
ABD seçimlerini sürpriz olarak nitelendirilebilecek bir şekilde Donald Trump’ın kazanmasından sonra, bazı teknoloji şirketlerine yönelik tavrın değişeceği söyleniyor. Mark Zuckerberg de hem kendisi hem de şirketinin geleceği için farklı bir yöntem denemeye hazırlanıyor gibi gözüküyor. Teknoloji şirketlerinin genel merkezlerinin sıkça bulunduğu Silikon Vadisi’nin de yer aldığı Santa Clara’da oyların %77’sinin Hillary Clinton’a gittiğini de göz önünde bulundurmak gerek.
Zuckerberg konu hakkında net bir açıklama yapmasa da bazı çevreler genç CEO’nun 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden taban oluşturma çalışmalarına başladığını söylüyor. Öte yandan, ABD’de artık devletin değil şirketlerin asıl söz sahibi olduğunu ve bir şeyleri değiştirmek için başkan olmaya gerek olmadığına inananlar da var. Özellikle de Facebook sayesinde neredeyse tüm dünyanın bilgilerini elinde tutan Zuckerberg gibi birisinin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığı belirtiliyor.
Gelecekte bir Trump-Zuckerberg yarışı görür müyüz, şimdilik bunu söylemek için çok erken fakat olursa çok ilginç bir yarış olacağı kesin.
Facebook’un kurucusu ve CEO’su olan, dünyanın en zengin ilk 10 ismi arasında yer alan 32 yaşındaki Mark Zuckerberg’in gözünü daha da yükseğe dikmiş olabileceği konuşuluyor. Zuckerberg’in son yaptığı açıklamalar ve bu yıl için düzenlemeyi planladığı bazı toplantılar ve etkinlikler, bir teknoloji şirketinin CEO’sun yapacaklarından çok, bir siyasetçinin yapacağı şeyler izlenimi oluşturuyor. Mark Zuckerberg ABD başkanı olmak için çalışmalara mı başladı soruları özellikle ABD’de basının gündemine girdi.
Tüm bunların ilk sinyali olarak Zuckerberg’in yeni yıl kutlamasında söylediği sözler gösteriliyor. Zuckerberg bu açıklamasında “Çalkantılı geçen bir yılın ardından, dışarı çıkıp insanlarla nasıl yaşadıkları, nasıl çalıştıkları ve gelecek için neler düşündükleri konusunda konuşmaya karar verdim.” ifadelerini kullanmıştı. Bu açıklamanın ardından ise Facebook CEO’sunun, eşi Priscilla Chan ile birlikte ABD’de 30 eyaleti kapsayan bir tura çıkıp, toplantılar düzenleyeceği ve çeşitli gruplarla bir araya geleceği belirtildi.
ABD seçimlerini sürpriz olarak nitelendirilebilecek bir şekilde Donald Trump’ın kazanmasından sonra, bazı teknoloji şirketlerine yönelik tavrın değişeceği söyleniyor. Mark Zuckerberg de hem kendisi hem de şirketinin geleceği için farklı bir yöntem denemeye hazırlanıyor gibi gözüküyor. Teknoloji şirketlerinin genel merkezlerinin sıkça bulunduğu Silikon Vadisi’nin de yer aldığı Santa Clara’da oyların %77’sinin Hillary Clinton’a gittiğini de göz önünde bulundurmak gerek.
Zuckerberg konu hakkında net bir açıklama yapmasa da bazı çevreler genç CEO’nun 4 yıl sonra yapılacak seçimler için şimdiden taban oluşturma çalışmalarına başladığını söylüyor. Öte yandan, ABD’de artık devletin değil şirketlerin asıl söz sahibi olduğunu ve bir şeyleri değiştirmek için başkan olmaya gerek olmadığına inananlar da var. Özellikle de Facebook sayesinde neredeyse tüm dünyanın bilgilerini elinde tutan Zuckerberg gibi birisinin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığı belirtiliyor.
Gelecekte bir Trump-Zuckerberg yarışı görür müyüz, şimdilik bunu söylemek için çok erken fakat olursa çok ilginç bir yarış olacağı kesin.
Watch Dogs 2’yi ücretsiz deneme şansı
Watch Dogs 2’yi satın almakta kararsız kalanları mutlu edecek haber Ubisoft’tan geldi. Oyunu 3 saatlik deneme imkanını kullanıcılara sunan firma, bu hareket ile birçok kişiyi mutlu etti. Peki demo hangi platformlarda yer alacak?
Ubisoft hiç şüphe yok ki oyun sektöründe büyük yer edinen bir firma. Şu ana kadar birçok başarılı oyun serisini hayata geçiren Fransız asıllı firma, 2014 yılında çıkardığı Watch Dogs ile birçok eleştiriye maruz kalmıştı. Bu eleştirilerin temel nedeni ise oyunun E3 fuarında gösterilen grafikleri ile çıkışı arasında aşırı grafik farklarının bulunmasıydı.
Açık dünya unsurlarını hacker yeteneklerimizle istediğimiz gibi kontrol edebildiğimiz bu seri, elbette ikinci bir şansı hak ediyordu. Yeni Watch Dogs oyununun çıkışını yapması ile birlikte firma seriyi tekrar hayata döndürmüş oldu. Şehirde parkur yetenekleriniz ile hack yeteneklerinizi birleştirebileceğiniz oyunu satın almakta şüphesiz birçok kullanıcı tereddütte.
PC kullanıcıları için haberler pekte iyi değil.
PS4 ve Xbox One kullanıcıları için demo tadında bir içerik paylaşmaya hazırlanan Ubisoft, oyunu 3 saatliğine ücretsiz olarak deneme fırsatını kullanıcılara sunuyor. Üstelik bu 3 saatlik macerada oyundaki her şeye erişim mümkün olacak. Buna çoklu oyunculu modlar da dahil olacak. Fakat demoyu indirmek isteyen kullanıcılar normal oyunun boyutunu yani 25 GB gibi bir indirmeyi yapmak zorunda olacak.
Her ne kadar oyunu deneyimlemek isteyenler için bulunmaz bir fırsat olsa da boyutu ile sunacağı 3 saatlik deneyim karşılaştırıldığında buna değer olup olmadığı tartışma konusu. Watch Dogs 2 demo sürümü PS4 için 18 Ocak, Xbox One için 24 Ocak’ta indirilebilir olacak.
Ubisoft hiç şüphe yok ki oyun sektöründe büyük yer edinen bir firma. Şu ana kadar birçok başarılı oyun serisini hayata geçiren Fransız asıllı firma, 2014 yılında çıkardığı Watch Dogs ile birçok eleştiriye maruz kalmıştı. Bu eleştirilerin temel nedeni ise oyunun E3 fuarında gösterilen grafikleri ile çıkışı arasında aşırı grafik farklarının bulunmasıydı.
Açık dünya unsurlarını hacker yeteneklerimizle istediğimiz gibi kontrol edebildiğimiz bu seri, elbette ikinci bir şansı hak ediyordu. Yeni Watch Dogs oyununun çıkışını yapması ile birlikte firma seriyi tekrar hayata döndürmüş oldu. Şehirde parkur yetenekleriniz ile hack yeteneklerinizi birleştirebileceğiniz oyunu satın almakta şüphesiz birçok kullanıcı tereddütte.
PC kullanıcıları için haberler pekte iyi değil.
PS4 ve Xbox One kullanıcıları için demo tadında bir içerik paylaşmaya hazırlanan Ubisoft, oyunu 3 saatliğine ücretsiz olarak deneme fırsatını kullanıcılara sunuyor. Üstelik bu 3 saatlik macerada oyundaki her şeye erişim mümkün olacak. Buna çoklu oyunculu modlar da dahil olacak. Fakat demoyu indirmek isteyen kullanıcılar normal oyunun boyutunu yani 25 GB gibi bir indirmeyi yapmak zorunda olacak.
Her ne kadar oyunu deneyimlemek isteyenler için bulunmaz bir fırsat olsa da boyutu ile sunacağı 3 saatlik deneyim karşılaştırıldığında buna değer olup olmadığı tartışma konusu. Watch Dogs 2 demo sürümü PS4 için 18 Ocak, Xbox One için 24 Ocak’ta indirilebilir olacak.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Super Mario Run Android ne zaman geliyor?
Super Mario Run Android ne zaman geliyor soruları resmen cevaplandı. Şimdilik sadece iOS’ta yer alan oyunun Android cihazlara gelmesi için geri sayım başladı.
Nintendo’nun mobil platformlar için attığı en büyük adımın Super Mario Run olduğu söylenebilir. Daha önce Pokemon Go çıkmış olsa da o oyun Nintendo tarafından değil Niantic tarafından geliştirilmişti. Super Mario Run ise tamamen Nintendo’nun ellerinden çıkan bir yapımdı. Super Mario Run’ı ilk olarak kendisi için görece daha güvenli bir ortam olan iOS’a getiren Nintendo, Android sürümü konusunda ise çok net açıklamalar yapmaktan kaçınmıştı. Ancak nihayet Super Mario Run Android ne zaman geliyor sorularına resmi bir cevap geldi.
iOS’ta yılbaşı döneminde en çok indirilen uygulama olarak büyük bir başarı yakalayan ve çıkmasından sonra 4 gün içinde 40 milyon kez indirilen Super Mario Run, Android için kesin olarak geliyor. Nintendo’nun Japonya’daki Twitter hesabından yapılan duyuruya göre Super Mario Run önümüzdeki Mart ayında Android platformuna gelecek. iOS’ta ücretsiz olarak indirilen, daha sonra tam sürüm için 26,99 TL ödenmesi gereken Super Mario Run’ın Android sürümünde fiyatların ne seviyede olacağı ise henüz bilinmiyor.
Nintendo ayrıca yakında yeni bir mobil oyun daha piyasaya sürecek. Fire Emblem: Heroes adlı RPG strateji oyunu da 2 Şubat tarihinde hem iOS, hem de Android için sunulacak.
Nintendo’nun mobil platformlar için attığı en büyük adımın Super Mario Run olduğu söylenebilir. Daha önce Pokemon Go çıkmış olsa da o oyun Nintendo tarafından değil Niantic tarafından geliştirilmişti. Super Mario Run ise tamamen Nintendo’nun ellerinden çıkan bir yapımdı. Super Mario Run’ı ilk olarak kendisi için görece daha güvenli bir ortam olan iOS’a getiren Nintendo, Android sürümü konusunda ise çok net açıklamalar yapmaktan kaçınmıştı. Ancak nihayet Super Mario Run Android ne zaman geliyor sorularına resmi bir cevap geldi.
iOS’ta yılbaşı döneminde en çok indirilen uygulama olarak büyük bir başarı yakalayan ve çıkmasından sonra 4 gün içinde 40 milyon kez indirilen Super Mario Run, Android için kesin olarak geliyor. Nintendo’nun Japonya’daki Twitter hesabından yapılan duyuruya göre Super Mario Run önümüzdeki Mart ayında Android platformuna gelecek. iOS’ta ücretsiz olarak indirilen, daha sonra tam sürüm için 26,99 TL ödenmesi gereken Super Mario Run’ın Android sürümünde fiyatların ne seviyede olacağı ise henüz bilinmiyor.
Nintendo ayrıca yakında yeni bir mobil oyun daha piyasaya sürecek. Fire Emblem: Heroes adlı RPG strateji oyunu da 2 Şubat tarihinde hem iOS, hem de Android için sunulacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)