30 Kasım 2014 Pazar

Avea 40 kuruştan 60 kuruşa geçti, diğer operatörler ayaklandı

Avea’nın lisansında ‘tavan fiyat’ için istisna olduğu ortaya çıktı. Bu durumu Danıştay’a onaylatan Avea, 40 kuruşluk tavan fiyatını 60 kuruşa çıkardı. Vodafone ve Turkcell haksız rekabet iddiasında. ‘Yetkim gitti’ diyen BTK ise üst mahkemeye başvurdu. Avea, bu istisna sayesinde abonelerinden paket bitiminde dakika başına 60 kuruş alırken rakipleri 40 kuruş alıyor.

MOBİL operatörler arasında kıyasaya bir ‘fiyat’ kavgası yaşanıyor. Daha önce ucuzluk yarışına giren mobil operatörler şimdi tavan fiyat için kapıştı. 6 Kasım’da başlayan fırtınayı Avea’nın hamlesi çıkardı. Bilindiği gibi üç operatör de faaliyetlerini devletten aldıkları lisans ile yapıyor. Bu faaliyetleri düzenleyen ve denetleyen kuruluş ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK). Geçtiğimiz haziran ayında Danıştay’a başvuran Avea kendi lisansında istisna bir nokta bulunduğuna dikkat çekti. Buna göre Avea’nın lisansında tavan fiyat uygulamasından muaf olduğu bir madde yer alıyordu.

Tavan fiyat hem Avea hem de diğer operatörler için kritik öneme sahipti. Çünkü BTK tarafından belirleniyor ve müşterilere sunulan fiyatların sınırlandırılmasını sağlıyordu. Tavan fiyat uygulaması konuşmalarda ve kısa mesajlarda en yüksek fiyatları belirliyordu. Danıştay, haziran ayında verdiği karar ile Avea’nın ‘mobil elektronik haberleşme hizmetlerinde azami ücret tarifesi’ne uyma yükümlülüğünü kaldırdı. Başka bir deyişle Avea, Turkcell veya Vodafone’un müşterilerine uyguladığı 40 kuruşluk tavan fiyatın üzerine çıkabilme hakkını eline almıştı.

60 KURUŞA ÇIKTI
Danıştay kararının hemen ardından harekete geçen Turkcell ve Vodafone şikayetlerini BTK’ya iletti. Bunun üzerine BTK kararı bozmak için verilen konuyu bir üst mahkemeye taşıdı. Üst mahkemenin kararı ise henüz verilmedi. Ancak bu süre içinde Avea, elde ettiği tavan fiyatı aşabilme hakkını 6 Kasım’dan itibaren kullanmaya başladı. Avea’nın mağazalarında, internet sitesinde veya çağrı merkezinde paylaşılan tarifelere göre Avea şu anda birçok tarifesi için tavan fiyatı 20 kuruş arttırarak 40 kuruştan 60 kuruşa yükseltti. Örneğin Avea’nın ‘Süper İkili 500 Tarifesi’ni abone olan bir kullanıcı ayda 39 TL’ye her yöne 500 dakika ve 4 GB mobil internet kullanabiliyor. Ancak söz konusu 500 dakika bittiği zaman ise dakika başına 60 kuruş ödüyor. Benzer bir durumda Turkcell veya Vodafone abonelerinden BTK’nın belirlediği tavan fiyat olan 40 kuruş alabiliyor.

FATURADA SÜRPRİZ
Avea’nın fiyatlarda yaptığı tavan fiyat hamlesi şu anda faturalı abonelere sunulan 80 civarında paketi kapsıyor. Bu tarifelerin eski fiyatları değerlendirildiğinde Avea’nın faturalı tarifelerinin dakika aşım ücretine yüzde 30, SMS aşım ücretine ise yüzde 80 oranında zam yaptığı görülüyor. Tavan fiyatın 6 Kasım’da arttırılması ise tüketici açısından dikkat çekebilecek noktalar arasında. Söz konusu paketleri tercih eden Avea aboneleri kotalarını aşmaları durumunda zamlı fiyattan değerlendirilecek. Bu da paketlerini bitiren kullanıcıların ay sonunda daha yüksek faturalarla karşılaşabileceğini gösterebiliyor.

Hukuk süreci  devam ediyor
TAVAN fiyatta yapılan değişiklik için Avea’ya sorularımızı yönelttik. Şirket, şu anda konu hakkındaki hukuk sürecinin devam ettiğini belirterek açıklama yapmak istemedi. Turkcell yetkilileri de düzenleme konularına hassas yaklaştıklarını ve olayın hukuk sürecinde olduğu için şu anda açıklama yapmanın yanlış olacağını söyledi. BTK’nın bağımsız bir idari otorite olarak dönemsel bazda ülke ve sektör dinamiklerini göz önünde bulundurarak ekonomik düzenleme kararları aldığını söyleyen Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel ise, “BTK’nın sektörümüzde tüketicilere uygulanan “tavan ücretleri” belirlemesinin ve denetlemesinin, sağlıklı rekabet ortamının tesisi için büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Danıştay kararı sonrasında artık Avea tavan fiyat uygulamasına tabi olmayıp abonelerine tavan fiyatın üzerinde tarifeler uygularken, diğer operatörler tavan fiyata tabi olmaya devam edecektir. Bu durumun, tüketiciyi mağdur ettiğini ve haksız rekabete yol açtığını gözlemlemekteyiz” dedi.

Pilde de kavga var
AKILLI telefonların şarj sorunu için harekete geçen mobil iletişim operatörleri burada da kavgata tutuştu. İlk olarak Vodafone akıllı şebeke sistemine dikkat çekerek telefonların şarj ömrünü yüzde 25’e kadar uzattığını ileri sürdü. Bunun üzerine Turkcell harekete geçerek yayınladığı reklam filmiyle akıllı telefonların şarj ömrünü yüzde 50’ye kadar uzattığını iddia etti. Avea’dan ise esprili bir yanıtla şarj kavgasına girdi. Avea, abonelerini rakiplerinden daha fazla konuşturduğunu söyleyerek şarjı en çabuk biten operatörün kendileri olduğunu açıkladı.

LG G Flex 2 NE ZAman geliyor?

LG'nin ikinci nesil kavisli telefonu; LG G Flex 2 ile ilgili yeni bilgiler geldi.

LG G Flex’in satışa çıkartılmasının üzerinden uzun bir zaman geçti ve şimdi LG, yeni nesil kavisli ekranlı akıllı telefonu LG G Flex 2 üzerinde çalışıyor. Bu telefon hakkında daha önce küçük ve yüksek çözünürlüklü ekrana sahip olacağıyla ilgili bazı bilgiler gelmişti. Şimdi ise cihazın çıkış tarihiyle ilgili bilgiler geldi.

Android Authority’nin yapmış olduğu habere göre LG, yeni nesil kavisli ekranlı akıllı telefonu LG G Flex 2′yi, Ocak ayında Las Vegas’ta düzenlenecek olan CES fuarında tanıtacak. 6 Ocak 2015′te başlayacak olan CES 2015 fuarında tanıtılması beklenen cihazda, 6 inç büyüklüğünde ve Full HD çözünürlüğünde kavisli P-OLED ekranın olacağı söyleniyor. (teknokulis)

HTC Desire 620, resmi olarak duyuruldu.

Geçtiğimiz hafta içinde HTC’nin yeni Desire modeli; HTC Desire 620 ortaya çıkmıştı. Bir süredir HTC’nin yakında yeni bir akıllı telefon tanıtacağı bilgisi ortalıkta dolaşıyordu. Bu söylentiler doğru çıktı ve HTC, Tayvan’da yeni akıllı telefonu HTC Desire 620′yi tüketicilerin beğenisine sundu. 

Belirtilene göre bu cihazın iki farklı modeli bulunuyor. Bunlar, 620 ve 620G.

Bu modellerden Desire 620′de, 5-inç büyüklüğünde ve 720 x 1280 piksel çözünürlüğünde ekran, 1.2 GHz saat hızında çalışan 64-bit dört çekirdekli Snapdragon 410 yonga seti, LTE bağlantısı, 8 MP arka kamera, 5 MP ön kamera, 1 GB RAM, 8 GB dahili depolama, çift SIM desteği ve 2100 mAh batarya gibi özellikler var.
Desire 620G’de ise diğer modelden farklı olarak 1.3 GHz sekiz çekirdek MediaTek MT6592 yonga seti bulunurken, LTE desteği bulunmuyor. Diğer özellikler Desire 620 ile aynı. Öte yandan Desire 620′nin 1 Aralık’ta Tayvan’da 225 dolar satışa çıkması beklenirken, Desire 620G’nin ise Aralık’ın ortalarında 160 dolar fiyatıyla satışa çıkması bekleniyor.

Twitter'ın sizi izlememesi için bunu yapın

Sosyal medya devi Twitter'ın yeni güncellemesi hakkında ortaya atılan iddia, kullanıcıları korkuttu. İddiaya göre, Twitter, kullanıcıların akıllı telefonlarını gözetleyebiliyor ve bilgilerine ulaşabiliyor.

Ayda 270 milyon kişi üzerinde aktif kullanıcıya sahip olan Twitter’a geçtiğimiz günlerde yeni bir güncelleme geldi. Kullanıcılar, telefonlarına yeni güncellemeyi kurduktan sonra, dış görünüşte çok da değişmiş bir şey göremedi. Ancak ortaya atılan bir iddia kullanıcıları telaşlandırdı.

İddiaya göre, sosyal medya devinin geliştirmiş olduğu güncellemenin,  akıllı telefonlardan bilgi çaldığı yönünde. Kullanıcılar, Twitter'a girdiği anda uygulama, telefonlardaki diğer uygulamaları gözetleyip bilgi toplayabildiği iddia ediliyor. Böylece kullanıcıların ilgi alanlarını ölçerek reklamlar için hedef kitle oluşturabiliyor.

TWİTTER’DAN AÇIKLAMA GELDİ; AMA…
Twitter, iddialar gündeme gelince açıklama yaptı. Yöneticiler,  kullanıcıların mesaj ve rehber bilgilerine kesinlikle dokunulmayacağını vurgulasa da telefonu gözetleme durumu, kullanıcıları rahatsız etti.

BU DURUMU ORTADAN KALDIRABİLİRSİNİZ 

Android kullanıcıları için Twitter takip özelliği kapatmak:
-Telefonunuzdan Twitter uygulamasına giriş yapın
-Sağ üst bölümde bulunan üç noktalı bölümden ayarlar seçeneğini işaretleyin
-En altta bulunan "Diğer" kategorisindeki ‘Tailor Twitter based on my apps’ kısmını iptal edin

iOS kullanıcıları için Twitter takip özelliği kapatmak:
-Twitter uygulamasına giriş yapın
-"Me" bölümünden "Ayarlar" bölümüne giriş yapın
-Listenin en altında bulunan ‘Tailor Twitter based on my apps’ ifadesini iptal edin

Yılbaşı alışverişinden önce dikkat!

Fortinet, yılbaşı alışverişi öncesinde tüketicileri potansiyel tehditlere karşı uyarıyor. FortiGuard Laboratuvarları'nda potansiyel riskleri analiz eden uzmanlar, hem mağazalarda hem de online alışveriş sitelerinde kolaylıkla tüketiciler tarafından uygulanabilecek olan güvenli alışveriş tüyolarını bir infografikte topladı.

Fortinet, yılbaşı alışveriş sezonunun yaklaşmasıyla birlikte güvenlik açıklarına ve dolandırıcılık yöntemlerine karşı tüketicileri uyaran bir infografik yayınladı. Güvenli alışveriş için basit ve etkili ipuçlarını bir araya getiren Fortinet, yılbaşı alışverişi telaşına kapılan tüketiciler için kendilerini bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Son yıllarda aktif alışveriş sezonunda ortaya çıkan yaygın tehditler FortiGuard uzmanları tarafından şu şekilde sıralandı:

• ATM Sahteciliği: ATM sahteciliği suçluların kolay yoldan büyük ikramiyeyi kazanmak için kullandığı en yaygın dolandırıcılık yöntemlerinden biri. Dolandırıcılar, özellikle yılbaşı gibi özel günleri kapsayan yüksek alışveriş sezonunda ATM'ye doğrudan kötü amaçlı yazılım yükleyip kişisel bilgilerinizi ve banka hesap bilgilerinizi çalabiliyor, kart verilerinizi kopyalayabiliyor veya şifrenizi ATM'ye yerleştirilen ufak ve görünmez kameralarla kaydedebiliyorlar.

• Satış Noktalarındaki Kiosk'larda Kötü Amaçlı Yazılımlar: Kötü amaçlı yazılımlar ile enfekte olmuş kiosk'lar ve online/offline mağazalarda dolandırıcılar tarafından ele geçirilmiş diğer sistemler, alışveriş sırasında hem perakendecileri hem de tüketicileri büyük mali zararlara uğratan bir diğer yaygın tehdit. Günümüzde satış noktalarındaki bir cihaz, kayıt defteriyle fiziksel bir temas kurulmadan dolandırıcılar tarafından ele geçirilebiliyor ve bu güvenlik açığı uzun süre kendini belli etmeden işletmeleri ve işletmenin müşterilerini büyük maddi zararlara uğratabiliyor.

• Online Sahtecilik ve Virüslü Perakende Siteleri: Perakende mağazacılıkta olduğu gibi online mağazacılıkta da e-ticaret sitelerini ve bu sitelerin kullanıcılarını bekleyen tehlikeler var. Kredi kartı bilgilerini çalmaya yönelik geliştirilen kötü amaçlı yazılımlar, bu sitelerden alışveriş yapan tüketicilerin bilgilerini doğrudan sanal hırsızlara ulaştırıyor. Aynı zamanda sahte online mağazalar, gerçek olamayacak kadar uygun fiyatlarla tüketicilerin önce aklını çelmeyi, ardından da banka hesaplarını boşaltmayı başarıyorlar.

Güvenli alışveriş için ne yapabilirsiniz? 

• Yalnızca bildiğiniz ve güvendiğiniz online/offline mağazalardan alışveriş yapın.
• Sahtecilikten korunmak için alışverişlerinizde banka kartınızı kullanmak yerine kredi kartınızı kullanın.
• Tek kullanımlık, zaman kısıtı olan kredi kartlarını kullanmaya bakın ya da kendinize ait sanal kredi kartı numarası edinin.
• Online alışverişlerinizde banka ve kredi kartı bilgilerinizi, güvenli bağlantı için SSL üzerinden aktarın.
• Mobil alışveriş uygulamalarını yalnızca resmi uygulama mağazalarından indirin ve kayıt sırasında size gereğinden fazla soru sorup bilgilerinizi isteyen mobil uygulamaları kaydınızı tamamlamadan telefonunuzdan silin.
• Size bir e-posta ile gelen bağlantıları asla tıklamayın. Özellikle de bankanızdan gelmiş gibi görününen bir e-posta içindeki bağlantıyı dikkate almayın.
• Online alışverişlerinizde “Live CD” ya da güvenli bir tarayıcı kullanın.
Bu yıl, kış alışverişi sezonunda yeni teknolojileri kötü amaçlı kullanan dolandırıcıların yine iş başında olacağını belirten Fortinet Bölge Satış Direktörü Derya Aksoy, “Yüksek sezonda tüketicilerin kişisel ve finansal bilgilerini koruma altına alması çok önemli. Online, mobil ve perakende mağazalarda tüketicileri bekleyen tehlikeleri bilerek hareket etmek ve gerekli önlemleri alarak alışveriş yapmak bu tehlikelerden korunmak ve riskleri azaltmak için iyi bir başlangıç olacaktır” dedi.

28 Kasım 2014 Cuma

Facebook'ta arkadaş kazığı!

İstanbul’da, bu yıl 410 kişi Facebook üzerinden arkadaşlarının ‘Hediye kazandınız’ mesajıyla dolandırıldığını belirterek suç duyurusunda bulundu.

Siber Suçlarla Mücadele polisinin araştırmasına göre dolandırıcılık şöyle gerçekleşiyor:

Facebook Hesabını ele geçiriyorlar: Hacker’ler, Facebook kullanıcılarının hesabını korsan yazılım, şifre tahmini, şifre çözümleme sistemleri, ‘şifremi unuttum’ linki üzerinden yeniden şifre oluşturmak gibi yöntemlerle ele geçiriyor.

Sohbete başlıyor: Ele geçen kişinin arkadaş listesindeki kişilerle temas kuruluyor.

Hediye çeki kazandın: Dolandırıcı, faturalı hat sahiplerine, bir teknoloji firmasından hediye çeki dağıttığını belirten mesaj geçiyor. Mesaj onaylanıp cevaplandığında, çekilişe katılacağını zanneden kişinin telefonuna gelen kod bilgisini arkadaşı sandığı dolandırıcıya Facebook’tan iletiyor. Dolandırıcı bu kod bilgisiyle çeşitli web sayfalarından alışveriş yapıyor.

Faturada ortaya çıkıyor: Bu sayede mobil ödeme yöntemiyle 60-200 lira arasında değişen para mağdur kullanıcının telefon faturasına yansıyor.

27 Kasım 2014 Perşembe

Ameliyatlar "3D teknolojisi"yle kolaylaştı ve süreleri kısaldı

Sinema, televizyon ve telefon alanında günlük yaşamda çok önemli bir yer edinen 3D teknolojisi, sağlık sektöründe de yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bu teknolojiyle gerçekleştirilen laparoskopik ameliyatlarla yara iltihaplanması büyük ölçüde azalırken operasyon sonrası iyileşme süresinin az olması ve hastanın günlük yaşama hızlı dönmesi mümkün hale gelebiliyor.

Hürriyet'in haberine göre; Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, yaptığı açıklamada, geçen yaz mevsimi başından bu yana Türkiye'de kullanılmaya başlanan 3D laparoskopik ameliyatların gittikçe yaygınlaştığını söyledi.

Kamu ve özel hastanelerin bu yönteme yöneldiğini belirten Oktay, sistemin pahalı görülmesine rağmen hem hastanın sağlığına kavuşması hem de süre azalmasına bağlı olarak ameliyat sayısının artacağı dikkate alındığında kısa zamana kendisini amorti ettiğini dile getirdi.

Oktay, bu sistemde ameliyat ekibinin özel bir gözlük taktığını, geniş bir ekranda ameliyat edilecek bölgenin net bir şekilde görülebildiğini, derinlik hissinin fazla olması sayesinde organın arka bölümüne de rahatlıkla müdahale edilebildiğini anlatarak, uzun damarların bile risksiz bir şekilde temizlenebildiği bilgisini verdi.

Söz konusu yöntemle damarların arkasına rahatlıkla müdahale edebildiklerini vurgulayan Oktay, "Bu yöntemin çok avantajı var. Hastada kanama riski çok az. Uzun kesiler yok denecek kadar az. Bu sayede ameliyatlardaki kan kullanımı da ciddi anlamda azaldı. Bu yöntemin, ameliyat sürelerinde de büyük katkısı oldu. Örneğin canlı vericili böbrek nakli ameliyatında verici ameliyatı 2,5 saat sürerken bu yöntemle ortalama 1,5 saate indi" diye konuştu.

Bülent Oktay, bu yöntemle hastanın vücudunda laparoskopi için gerekli cihazların girebileceği 1-2 santimetrelik 3-4 kesi yapıldığını, çıkarılacak parça büyüklüğü kadar bir bölümün kesildiğini ifade ederek, bu sayede iyileşmesi çabuk gerçekleşen hastanın günlük yaşamına kolay dönebildiğini bildirdi.

Yöntemin, böbrek, idrar darlığı, prostat, mesane ve üroloji ameliyatlarında rahatlıkla kullanılabildiğine değinen Oktay, "Bu yöntem, ağırlıklı olarak etrafında boşluk sağlanabilen organlarda kullanılıyor. Dikiş atmak daha rahat olduğu için kalpte robot yardımıyla laparoskopiyi kullananlar var ama yaygın olarak karın ameliyatlarında kullanılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Oktay, zamanla yarışılan organ nakli operasyonlarına 3D teknolojisinin zaman anlamında ciddi katkı sağladığını sözlerine ekledi.

Fiyatı ucuz iPhone tarih oluyor

Apple'ın kısmen daha ucuz fiyatıyla satışa çıkan telefonu iPhone 5C yeterli ilgiyi görmedi, üretiminde sona gelindi.

Apple'ın plastik kasalı telefonu iPhone 5C'nin uygun fiyatıyla yüksek satış rakamlarına ulaşacağı hedeflenmiş; ancak iPhone 5S fiyatı daha yüksek olmasına karşın iPhone 5C'den daha çok satmıştı.

2012 yılında duyurulan IPhone 5 ile özellikleri hemen hemen aynı olan iPhone 5C'nin tutmadığını gören Apple ise 2015 itibariyle bu cihazının üretimini durdurma kararı aldı.

Apple'a yakın olan Tayvanlı bir kaynağa göre 2015'in ortalarına doğru iPhone 5C artık üretilmeyecek ve iPhone 5S'nin üretimine devam edilecek.

Özellikle iPhone 6'nın duyurulması sonrası, diğer modellerden sadece 100 Dolar uygun fiyata sahip olan iPhone 5C, pek çok kaynağın belirttiğine göre, uygun fiyatlı bir telefon gibi görünmüyor.

iPhone'u olanın cebine 1000 TL girecek!

Cep telefonu devi BlackBerry, kendi telefonunu kullanan ve iPhone'dan vazgeçenlere para veriyor.

BlackBerry, günümüzün en çok çabalayan firmalarından bir tanesi ancak ne yazık ki telefon sektöründe başarınız, sadece çabanızla ölçülmüyor. Düşüş yaşamaya devam eden firma, müşterilerinin ilgisini tekrar çekebilmek için yeni bir değiş tokuş kampanyası başlatıyor. Kampanyanın amacıysa iPhone kullanıcılarını BlackBerry'nin amiral gemisi telefonu Passport'u kullanmaya ikna etmek.

Kampanya kapsamında iPhone 4S, 5C, 5S ve iPhone 6 sahiplerine, telefonlarını teslim etmeleri halinde 550 dolara kadar ödeme yapılıyor. Bunun için kullanıcının bir BlackBerry Passport satın aldığını ispatlaması gerekiyor. Kampanyaya katılma ehliyetine sahip olanlara ödemeleri, Visa ön ödemeli kart üzerinden yapılıyor. Sadece ABD ve Kanada'da sunulan teklif, 1 Aralık'tan önümüzdeki sene 13 Şubat'a kadar geçerli olacak.

Değişimle ilgili koşullara  bu bu sayfadan   ulaşılabiliyor.

26 Kasım 2014 Çarşamba

Microsoft ’dan Apple’a Büyük Gönderme!

Microsoft yeni hazırladığı reklam filminde Apple ‘ın Siri ‘sine Cortana ile büyük göndermeler yapıyor!

Teknoloji dünyasında bol göndermeli Reklam filmlerine ve firmaların tatlı sert atışmalarına daha öncede birçok kez şahit olduk. Ancak Microsoft ‘un son reklam filminde Apple ‘ın Siri ‘sini kullanması işin gönderme boyutundan çıktığını da düşündürmüyor değil.

Reklam filminde kısacası Microsoft ‘un akıllı asistanı Cortana , Siri’ye yapabildeklerini anlatıyor ve sende yapabilir misin diyor. Ancak Siri ‘nin her seferinde cevabı hayır oluyor. Aslında Siri sadece hayır da demiyor ve sadece büyüdüm diyor. Reklamda ana hedef her ne kadar akıllı asistan sistemleri olarak gözükse de aslında Microsoft iPhone 6 içinde ince bir gönderme yapmış diyebiliriz.

Bolca göndermeli ve atışmalı bu reklam filmiyle yeni bir strateji deneyen Microsoft’a bakalım Apple hızlı bir cevap gönderecek mi?

Avast ve Windows güncellemeleri çakıştı!

Popüler antivirüs ve Windows'un güncellemeleri çakıştı; pek çok PC açılamayacak hale geldi!

Avast yüklü bazı PC'ler, son Windows yamalarından sonra açılmamaya başladılar. Avast forumuna taşınan, sayısı pek de az olmayan şikayetler, Microsoft'un KB3000850 güncellemesinin ve Avast'a gelen bir güncellemenin soruna yol açtığı konusunda birleşiyor.

Kullanıcılar, durumun tamamen Avast'tan kaynaklandığını düşünürken sorunla ilgili Avast'tan gelen açıklamaysa şöyle oldu: "Sorunu laboratuvarımızda tekrarlayabildik ve sanırım çözebildik. Bu Windows güncellemeleri, Avast ile tam anlamıyla uyumlu olmayan bellekle ilgili işlevleri çağırıyor."

Pk isimli Avast çalışanının sorunun çözümü için bir güncelleme yayınlayacaklarını söylemesinin ardından beklenen güncelleme, Cuma günü geldi. Bununla birlikte bazı kullanıcılar, otomatik yama mekanizmasında da sorun yaşadıklarını söylüyorlar.

Google hesabınız hangi cihazlarda var?

İnternet devi Google, Google hesaplarının hangi bilgisayar veya cihazda kullanıldığını gösteren yeni güvenlik servisini yayınladı.

Google'ın bugün itibariyle kullanıcılarına sunduğu yeni güvenlik özelliği ile kullanıcılar artık Google hesaplarıyla hangi cihazları kullandığını görebilecek.

Buradaki en önemli nokta ise kullanıcının bilgisi dışında Google hesaplarının başka cihaz veya bilgisayarlarda kullanılıp kullanılmadığını tespit etmesi. Kullanıcılar bu adrese girerek Google hesaplarına en son ne zaman ve hangi cihaz üzerinden girdiğine bakabiliyor.

İstendiği taktirde cihazlardan Google hesapları yine bu sayfa üzerinden kaldırılabilirken, Google hesaplarına en son ne zaman bağlanıldığı da gösteriliyor.

Apple'ın piyasa değeri zirve yaptı

Teknoloji devi Apple, 700 milyar dolar piyasa değerine ulaşarak yeni bir rekor kırdı.

Apple, özellikle daha geniş ekranlı yeni iPhone 6 ve iWatch gibi ürünleri piyasaya sürdükten sonra hisse değeri yüzde 50 oranında arttı. Mali değer açısından dünyanın en büyük şirketi olan Apple’ın hisseleri 120 dolardan işlem görüyor. Firma, bu haliyle dünyanın ikinci en büyük şirketi Exxon Mobile’den yaklaşık 300 milyar dolar daha fazla değere sahip. Ünlü Amerikalı işadamı ve yatırımcı Carls Icahn, şirket hisselerinin 203 dolara kadar yükselebileceğini söyledi.

Apple, Ekim-Aralık ayları 63,5 milyar civarında gelir elde etmeyi öngörüyor. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde bu beklenti 57,6 milyar dolar olarak açıklanmıştı.

TÜRKİYE’DEKİ HALKA AÇIK TÜM ŞİRKETLERİN 2.5 KATI

Türkiye’de halka açık tüm şirketlerin piyasa değeri dünkü borsa kapanışa göre 610 milyar lira yani 275 milyar dolar ediyor. Yani Türkiye’deki halka açık tüm şirketlerin değerinin 2.5 katı Apple’ın piyasa değerine ancak yetişiyor.
 
Apple 700 milyar dolar piyasa değeriyle de dünyada adeta ekonomisi gelişmiş bir ülke gibi. Apple 700 milyar dolarla dünyanın İsviçre’yi geçerek dünyanın 20. büyük “ülkesi” olabiliyor. Apple’ı mevcut piyasa değeri ile satın almak isteyenlerin İsviçre’nin milli gelirinden fazla para koyması gerekiyor.

Bilgisayarları gözleriyle kullanacaklar!

Güney Kore'nin teknoloji devi Samsung, engelliler için tasarladığı gözle kontrol edilebilen fareyi bugün tanıttı. "EYECAN+" adlı fare, engellilerin bilgisayarlarını sadece göz hareketiyle kullanmalarına imkan sağlayacak.

Kullanıcının göz özelliğini hafızasına alan özel tasarlanmış cihaz, sonraki aşamalarda sadece göz özelliği kayıt olmuş kullanıcının fareyi kullanmasına izin veriyor. 

Fareyi kullanmak için gözlerin ekrandan 60-70 santimetre mesafede bulunması gerekiyor. Ekrandaki herhangi dosyayı açmak için ise gözle kontrol edilen fareyi istenilen dosya üzerine getirerek kısa bir süre bakmak yeterli oluyor.

Oturarak ve uzanarak kontrol edilebilen cihazın fiyatının piyasadaki on binlerce dolar değerindeki diğer benzer fonksiyonlu farelerden çok daha ucuz olduğuna dikkat çekildi. Samsung, "EYECAN+" adlı cihazı sadece 50 bin won'a (yaklaşık 45 dolar) satacağını açıkladı. 

Öte yandan, Güney Kore'nin en büyük telefon üreticilerinden Samsung'un yeni çıkaracağı akıllı telefonlarda, bu teknolojiyi kullanıp kullanmayacağı ise merak konusu. Zira Samsung, son yıllarda çıkardığı üst seviye akıllı telefonlarında kafa hareketleri ile sayfanın aşağı yukarı hareket ettirilmesine imkan tanıyordu.

Google Parkinson hastalarına özel kaşık üretti

Parkinson hastalarının yaşadığı en büyük sorun, el titremesidir. Kesin tedavisi olmayan hastalığın en önemli semptomu olan el titremesi bazen o kadar şiddetlenir ki hastalar yemek dahi yiyemez konuma gelebilir. Son zamanlarda sağlık konusunda yatırımlar yapan Google, bu kez Parkinson hastaları için bir şey geliştirdi.

Hastaların daha rahat yemek yemelerini sağlayan bir kaşık geliştiren Google, elin titremesini algılıyor ve bir şekilde dengede kalmasını sağlıyor. Klinik denemeleri yapılan kaşığın yemek yerken titremeyi yüzde 76 oranında azalttığı bulundu.
Google ayrıca el titremelerine karşı, bazı mutfak araç gereçleri, makas ve kalem tutacağı gibi ürünler de üretti. Ne zamana piyasaya çıkacağı merak edilen ürün için ise Google süreci hızlandırdı ve yılbaşından önce çıkartarak, satışı artırmayı hedefledi. Titreme karşıtı özelliği bulunan kaşığın fiyatı, İngiltere için 180 İngiliz Sterlini yani 628 Türk Lirası olarak belirlendi ancak Türkiye'de fiyatının ne olacağı ve burada ne zaman satışa sunulacağı henüz bilinmiyor. (hürriyet.com.tr)

25 Kasım 2014 Salı

Twitter'ın direktöründen olay tweet!..

DM yerine tweet atınca Twitter'ın şirket alma planı ortaya çıktı...

Bloomberg'in haberine göre Twitter'ın finans direktörü ve şirket CEO'su Dick Costolo'nun sağ kolu Anthony Noto yanlışlıkla DM (Direkt Mesaj) yerine tweet atınca Twitter'ın şirket alma planı ortaya çıktı.

Twitter'ın finans departmanının bir numaralı ismi, şirket CFO'su Anthony Noto'nun attığı tweet ortalığı karıştırdı.

Temmuz ayında Twitter'da göreve başlayan eski bankacı Noto Twitter'ın şirket almak istediğini yanlışlıkla Twitter'dan kamuoyuna açık bir şekilde paylaştı. Twitter hesabından "Hala onları satın almamız gerektiğini düşünüyorum. 15-16 Aralık'ta toplantı var. Bir planım var ve onlara bu planı satmalıyız" diye yazdı.

Başlangıçta kimsenin anlam veremediği bu tweetlerin aslında DM (direct message-Twitter'ın kişisel mesaj hizmeti) olarak atılmak istediği ortaya çıktı. Böylece Noto istemeden Twitter'ın Aralık ayında bir şirket satın almak istediğini ortaya koymuş oldu. Şirketin ismi ise tweetlerde yer almadı.

"TWITTER YÖNETİCİLERİ TWITTER'I KULLANMAYI BİLMİYOR"

Twitter'ın sözcüsü Jim Prosser ise Noto'nun mesajı özel mesajlaşma özelliği olan DM'den yazmak isterken yanlışlıkla tweet attığını doğruladı. Prosser daha fazla detay vermedi.

Noto'nun attığı bu tweetler "Daha üst düzey Twitter yöneticileri bile Twitter'ı kullanmayı bilmiyor" yorumlarına yol açtı.

Anthony Noto Twitter'dan önce Goldman Sachs'ta bankacı olarak çalışıyordu. Noto bunun öncesinde de Amerikan Futbol Ligi NFL'in finans direktörlüğü görevini yürütüyordu.

Noto Eylül ayında Twitter'ın 1.8 milyar dolarlık borç alma operasyonuna liderlik etmişti. Bulunan bu fonla Twitter'ın yeni şirketleri bünyesine katması bekleniyordu.

OnePlus 2 uygun fiyata geliyor!

OnePlus 2 uygun fiyat politikasıyla adından çok söz ettirecek gibi görünüyor.

BusinessInsider’ın yapmış olduğu habere göre, öncelikle OnePlus 2 daha fazla özelleştirilebilir olacak. Cihazda özel StyleSwap arka kapakların yanında bambu-tasarım arka kapaklar da olacak. Bu şekilde OnePlus Two, daha fazla renk ve malzeme seçeneği sunmuş olacak.

Düşük fiyat, harika özellikler

OnePlus One’ın bu denli yüksek ses getirmesinin sebebi hiç şüphesiz, düşük fiyatının yanında üst seviye özellikler sunuyor olmasıydı. BusinessInsider’ın belirttiğine göre OnePlus Two, 500 dolardan daha düşük bir fiyata sahip olacak. Amiral gemisi telefonların yurt dışında 600 dolar civarında fiyatlara sahip olması OnePlus Two’yu bir hayli avantajlı konuma getirecek.
Öte yandan kaynaklar OnePlus Two’da “sürpriz donanımlar”ın olacağı söyleniyor. Cihaz muhtemelen Snapdragon 810 yongasını barındıracak ancak “sürpriz” denildiği için farklı bir yonga da bulunabilir. Haberin kaynakları cihazın donanımı hakkında şimdilik bir bilgi vermekten kaçınıyor.
Son olarak OnePlus Two’nun gelecek yıl, OnePlus One’ın tanıtıldığı dönem yani Nisan ayı gibi satışa çıkması bekleniyor.

teknokulis

Samsung Galaxy A5 satışa çıktı

Samsung Galaxy A5 nihayet piyasada. Peki beklenen telefonun fiyataı ne kadar?

Galaxy A5′in hangi bölgede ne kadar fiyatla satışa çıkacağı merak ediliyordu. Hatta bunun ilk sinyali Samsung’un Çin web sitesinde verildi. Metal gövdeli Galaxy A5, Çin’de 420 dolardan satışa çıktı. Daha öncesinde pazar gözlemcilerinin yorumları da telefonun ilk olarak Çin’de çıkacağı ve diğer bölgelere geleceği yönündeydi.

Galaxy A5 ve A3′le ilgili yayınlanan birkaç farklı rapor var. Bu raporlar iki modelin üretimde verim sorunlarıyla karşılaştığını belirtiyor. Böyle bir sebepten dolayı A5′in diğer bölgelere çıkması biraz daha zaman alabilir veya belirli bölgelerde raflardaki yerini alabilir. Cihazın ülkemize 2015′in 1. çeyreğinde (Belki 2. çeyreğinde) gözüküyor. Bu arada A3 henüz herhangi bir yerde görülmüş değil.
123 g ağırlığında olan Galaxy A5′de, 5 inç’lik 720p Super AMOLED ekran, 4 çekirdekli 1.2 GHz’lik Snapdragon 410 işlemci, 2 GB RAM, 16 GB depolama alanı, 13 MP arka kamera ve 5 MP ön kamera bulunuyor. Galaxy A5′in Çin varyantı çift sim kart özelliğine sahip.

Gay avcısı skandal oyun yayından kaldırıldı!

"Gayleri öldürerek" puan kazanılan 'Ass Hunter' adlı oyun, tepkiler üzerine Google Play'den kaldırıldı.

Google’ın uygulama mağazası Google Play’de oyunculara sunulan ‘Ass Hunter’ adlı oyun , eleştiri yağmuruna tutuldu. Tepkilerin gerekçesi ise oyunda seviye atlamanın "gayleri öldürerek" mümkün olması.

Independent’ın haberine göre, haftalar boyunca kullanıma açık olan oyun, kullanıcılar tarafından 10 binden fazla kez indirildi. 200’den fazla beş yıldız alan oyun, Google Play’den kaldırılsa da internette bulunabiliyor.

TWITTER'DA KAMPANYA BAŞLATILDI

“Çıplak adamların tüfekle öldürülmesini” içeren oyunda, “çıplak adamın öldürülmemesi durumunda avcı ve adam cinsel ilişkiye giriyor.” İlk olarak 5 Kasım’da kullanıma sunulan ‘Ass Hunter’ın tanım bölümünde ise, “Gaylerin avlandığı popüler oyun şimdi Android’de. Oynayın ve gay olmayın!” yazıyor.
Twitter ’da başlatılan bir kampanya üzerine Google’dan kaldırılan oyuna nasıl vize verildiği de ayrı bir tartışma konusu oldu. (hürriyet.comçtr)

iPhone 6 Bunu Da Yapabiliyor!

Bugüne kadar hep sorunlarıyla gündeme getirilen iPhone 6 ve iPhone 6 Plus bu sefer bilinmeyen bir özellik ile gündemde!

Duyurulduğu günden beri gündemde kendine hep sıradışı testler ve sorunlar ile yer bulan iPhone 6 ve iPhone 6 Plus bu sefer bilinmeyen ve yeni keşfedilmiş bir özellik iddiasıyla gündemde. İddialara göre ve aşağıdaki videomuzda görebileceğiniz üzere bu iki telefonda 4K video oynatabiliyor.

Bildiğiniz üzere iPhone 6 1335x750 , iPhone 6 Plus 1920x1080 çözünürlüğe sahip ve 4K videoların çözünürlüğü 3840x2160. Her ne kadar bu bakımdan bu ekranlarda 4K videoların oynatılıyor olması anlamsız gözüksede yeni nesil iPhone'ların performansı gerçekten etkileyici. Apple ‘ın yeni modellerinde A8 işlemci kullanacağı söylentileri yayılmaya başladığında birçok kişi bu işlemcinin 4K videoları oynatabilme özelliğine sahip olduğunu söylemiş ancak Apple ’ın böyle bir özellikten bahsetmemiş olması bu iddiaları çürütmüştü. Ancak öyle gözüküyor ki bu iddiaları ortaya atan kişiler A8 işlemciler hakkında oldukça çok şey biliyor.

Peki Apple neden bu özellikten hiç bahsetmedi? Evet işte aslında bu özelliğin gündeme çıkmasıyla ortaya çıkan en büyük soru bu. Bana göre Apple’ın bu özellikten bahsetmemiş olmasının sebebi 4K videoların oynatılabiliyor olmasına rağmen, gerek ekran gerekse depolama alanı bakımından cihazların yetersiz kalıyor olması. Eğer Tim Cook iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ‘u tanıtırken evet bu telefonlar 4K video oynatabiliyor ancak depolama alanı sadece 1-2 video alabiliyor deseydi sizce Dünya bunu başarı olarak karşılar mıydı? Büyük ihtimal Apple yerden yere vurulurdu. Ancak yeni nesil iPad ‘lerin 4K videolar için eşsiz cihazlar olabileceğini düşünüyorum.

WhatsApp mesajlarınızı bakın ne yapıyor?

WhatsApp’ın şu anda en fazla metin tabanlı mesajlaşma aracı olarak kullanılan uygulama olduğunu söylememiz yanlış olmaz. 600 milyonu geçkin kullanıcısı bulunan WhatsApp, kişisel bilgileri toplamayı seven Facebook tarafından satın alındıktan sonra bilgilerimizi toplamaya devam ediyor mu?

 HANGİ BİLGİLER TOPLANMIYOR?
WhatsApp, gizlilik notlarına göre kişi isimleri ve adresleri saklamıyor. Kişi isimleri ve numaralar, WhatsApp’ın sunucularında değil de telefonunuzda eşitleniyor. Facebook’un aksine WhatsApp, konum bilgisini de toplamıyor.

Bunların dışında WhatsApp, uygulama üzerin den gönderilen verilerin güvenliliğini garantilemiyor. Yani eğer hack’lenirseniz mesajlarınız riskte olabilir.

MESAJLARINIZ TOPLANIYOR MU?
WhatsApp, mesajlarınızı uzun süre saklamıyor. Sunucular, teslim edilmeyen mesajları 30 gün saklıyor, bu süre içerisinde mesaj teslim edilmemişse siliniyor.

WhatsApp gizlilik notlarına göre hizmet, tarih damgaları ve mesajların hangi numaralara gönderilip hangilerinden alındığı gibi günlük bilgileri saklıyor. Hizmet üzerinden alınan dosyalar, “kısa bir süre” saklandıktan sonra siliniyor.

WHATSAPP SATIN ALINDIKTAN SONRA İŞLER DEĞİŞİR Mİ?
WhatsApp’ın kurucusu olan Jan Koum ve Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg, WhatsApp’ta hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylüyor. Koum olayı bir adım daha öteye taşıyarak temel değerlerin ve inançlarının değişmeyeceğini söylüyor.


GİZLİLİĞİNİZ KONUSUNDA ENDİŞENİZ VARSA NE YAPABİLİRSİNİZ?
Eğer kişisel gizliliğiniz konusunda endişeniz varsa, iCloud özelliğinizi kapatabilir, profil resminizi, son göründüğünüz tarihi ve durumunuzu sadece adres defterinizdeki kişilere göstermeyi tercih edebilirsiniz.

WhatsApp’ın Android uygulamasında yeni sunmaya başladığı şifreleme işlevi de, mesajlarınızın başka kişiler tarafından okunmadığı konusunda içinizi rahatlatabilir.

24 Kasım 2014 Pazartesi

Whatsapp hakkınızda neleri biliyor?

WhatsApp, üzerinden geçen hangi bilgileri saklıyor, hangilerini siliyor? İşte bilmeniz gerekenler...

Android, iOS, BlackBerry ve Windows Phone'da toplam 600 milyondan fazla kullanıcısı olan WhatsApp, metin tabanlı haberleşmemizin önemli kısmını elinde bulunduruyor. Peki WhatsApp'ın kişisel bilgi toplamayı seven Facebook tarafından satın alınması, endişelenmemizi gerektiriyor mu?

İşte telefonunuzdaki WhatsApp uygulaması hakkında bilmeniz gerekenler.

WhatsApp hangi bilgileri topluyor?

Tüm gizlilik notlarına uygulamanın Yardım/Sıkça sorulan sorular bölümünden ulaşılabiliyor. WhatsApp, temel olarak telefon numaranız, onu bir yılın üzerinde kullandıysanız fatura adresi gibi bilgileri saklıyor. Adres defteriniz, WhatsApp kullanan arkadaşlarınızı tespit etmek için zaman zaman karşıya yükleniyor.

Hangi bilgiler toplanmıyor?

Gizlilik notlarına göre WhatsApp, kişi isimleri ve adresleri saklamıyor. Kişi isimleri ve numaralar, WhatsApp'ın sunucularında değil telefonunuzda eşitleniyor ve bu veriler, WhatsApp'a gönderilmiyor. Facebook'un aksine WhatsApp, konum bilgisi de toplamıyor.

Bununla birlikte WhatsApp, uygulama üzerinden gönderilen verilerin güvenliğini garantilemiyor. Örneğin hack'lenmeniz halinde mesajlarınız riskte olabilir.

WhatsApp, mesajları topluyor mu?

WhatsApp, genel olarak mesajları uzun süre saklamıyor. Bununla birlikte sunucular, teslim edilmeyen mesajları 30 gün saklıyor. Bu süre sonrasında halen teslim edilmeyen mesajlar ise siliniyor.

iOS kullanıcıları, sohbet yedeklerini iCloud üzerinde saklayabiliyor. Ancak son zamanlarda yaşanan hack olayları, bazılarını endişelendirebilir.

WhatsApp gizlilik notlarına göre hizmet, tarih damgaları ve mesajların hangi telefon numaralarına gönderilip, hangi numaralardan alındığı gibi günlük bilgileri saklıyor.

Hizmet üzerinden gönderilen dosyalar, "kısa bir süre" saklandıktan sonra siliniyorlar.

Facebook satın alması işleri değiştirir mi?

WhatsApp'ın kurucusu Jan Koum ve Facebook CEO'su Mark Zuckerberg, WhatsApp'ta hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylüyorlar. Koum bir adım daha ileri giderek temel değerlerinin ve inançlarının, prensiplerinin değişmeyeceğini söylüyor.

Geçmişte WhatsApp'la ilgili gizlilik endişeleri yaşanmış, Hollanda ve Kanada hükümetleri, WhatsApp'ın adres defterlerine erişme yeteneğini ve şifreleme yöntemlerin incelemişlerdi.

Ne yapabilirsiniz?

Gizliliğiniz konusunda endişeleriniz varsa, iCloud'a yedekleme özelliğini kapatabilir, profil resminizi, son görünme tarihinizi ve durumunuzu sadece adres defterinizdeki kişilere göstermeyi tercih edebilirsiniz.

WhatsApp'ın Android uygulamasında yeni sunmaya başladığı şifreleme işlevi de mesajlarınızın başkaları tarafından okunmadığı konusunda içinizi rahatlatabilir.

Kaynak: CHIP Online

Yurtdışından telefon getirene iyi haber

Yurtdışından getirdikleri telefonların arızalanması halinde sıkıntı yaşayan vatandaşlara müjdeli haber geldi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), cihazın arızalanması sebebiyle değişim işlemlerinin e-devlet kapısı (www.turkiye.gov.tr) üzerinden kayıt sahipleri tarafından yapılması imkanı getirildiğini duyurdu.

 BTK'dan yapılan açıklamada, bireysel yolla yurtdışından getirilen cihazların arıza nedeniyle değişimlerinde e-devlet üzerinden kayıt imkanı getirildiğinin altı çizildi.

BTK açıklamasında mevcut tebliğe bazı eklemelerin yapıldığı belirtildi. Tebliğe eklenen düzenlemeler şöyle:
“Yolcu beraberinde yurtdışından getirilen cihazın arızalanması nedeniyle cihazın ya da ana kartının değiştirilmesi durumunda ilk kayıt başvuru sahibinin Kuruma başvurusu ile IMEI değişim işlemi yapılabilir. Değişim işlemine ilişkin başvuruda değişimi yapan firmadan alınan değişim belgesi sunulur. Değişim talebinin değerlendirilebilmesi için; değişim belgesinin antetli kağıt olması veya firma kaşesini içermesi gerekiyor. Değişimi yapan firmanın adı ve ünvanı ile adresi veya telefonu da bulunmalı. Değişim işleminin arıza nedeniyle yapıldığına dair bilginin bulunması, değişimi yapılan eski ve yeni IMEI numaralarını içermesi de gerekiyor. Değişim amaçlı cihaza ait IMEI numarası; teknik kontrollerden geçmesi halinde değişimi yapılacak cihazın IMEI numarası beyaz listeden çıkarıldıktan sonra beyaz listeye alınır. Her iki IMEI numarasının da aynı marka cihaza ait olması koşulu aranır."

Yasal mevzuata ek olarak kolay ve hızlı bir şekilde elektronik ortamda başvuruların alınması amacıyla çalışmalara başlanıldığına dikkat çeken BTK, cihazın arızalanması sebebiyle değişim işlemlerinin belirtilen hükümlere uygun biçimde E-devlet kapısı (www.turkiye.gov.tr) üzerinden kayıt sahipleri tarafından yapılması imkanı getirildiğini açıkladı.

22 Kasım 2014 Cumartesi

‘Susuz gezegenlerde yaşam olabilir’

Bazı bakterilerin süperkritik karbondioksit kullanarak hayatta kalabildiğine dikkat çeken bilim insanları, suyu olmayan ve süperkritik karbondioksit bulunan gezegenlerde değişik yaşam formlarının oluşmuş olabileceğini iddia ediyor.

Dünya dışı canlılar arayan araştırmaların büyük bir kısmı çalışmalarını, yüzeyinde su bulunması muhtemel gezegenler üzerinde yoğunlaştırıyor.

Bu uygulamaya karşı çıkan Profesör Dirk Schulze Makuch ve ekibinin yaptıkları bir araştırmaya göre, yüzeyinde su bulunmayan gezegenlerde de yaşam oluşmuş olabilir.

Ekip, karbondioksitteki (Co2) ve sudaki enzimleri karşılaştırdıklarında su ve Co2’nin süperkritik karbondioksitte daha stabil bir yapıya sahip olduklarını fark etti. Bu keşiften sonra ekip, araştırmalarını süperkritik karbondioksitin hayat formlarının oluşumundaki etkisi üzerinde yoğunlaştırdı.

Bazı bakterilerin süperkritik karbondioksit kullanarak hayatta kalabildiğini saptayan ekip, bu bulgunun ışığında su bulunmayan gezegenlerde de yaşam olabileceği iddiasında bulundu.

Venüs’ün atmosferinin süperkritik karbondioksit bulunduğuna inanan araştırmacılar, bu sebepten dolayı gezegende yaşam kalıntısı bulunabileceğini düşünüyor.

Süperkritik karbondioksit, günlük yaşamda kuru temizleme ve medikal ekipmanların sterilize edilmesi için kullanılıyor. (ntv)

Google AP’nin hedefinde

Avrupa Parlamentosu, kıtadaki Google tekelinin kırılmasını isteyen bir taslak metin hazırladı. Metinde, Google arama motorunun, dev şirketin diğer ticari hizmetlerinden ayrıştırılması isteniyor.

Arama motoru Google Avrupa Parlamentosu’nun (AP) hedefinde. Avrupa parlamentosu’ndan bir İspanyol ve bir Alman milltevekilinin hazırladığı taslakta amaç, Google'ın Avrupa piyasasındaki nüfuzunun sınırılandırılması ve internet piyasasında rekabetin yeniden oluşturulması.

Taslak kabul edilse de kararının bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Bu hamlenin Avrupa'nın, ABD'li şirketlerin internet üzerindeki etkinliğinden duyduğu rahatsızlığı yansıttığı yorumu yapılıyor.

Avrupa  pazar payının yüzde 90'ini elinde tutan teknoloji devi Google, konuyla  ilgili bir açıklamada bulunmadı.

Taslak metnin önümüzdeki hafta oylanması bekleniyor. (ntv)

Uzayda sebze yetiştirecekler

Norveçli bilim insanları, uzayda yeni bir araştırmaya imza atmaya hazırlanıyor. Bilim insanları uzayda sebze ve bitki yetiştirmeye çalışacak.

Norveçli bilim insanlarından oluşan bir ekip, uzayda sebze ve bitki yetiştirmenin imkanlarını araştırıyor.

Avrupa Birliği'nin finanse ettiği 10 yıl süreli araştırma projesinde, sebzelerin uzayda nasıl yetişebileceği ile uzayda yapılacak bahçıvanlığın uzay yolcularına oksijen ve yiyecek sağlayıp sağlamayacağı araştırılacak.

Uzayda hangi sebzelerin yetiştirileceği konusunda karar verilmemiş olmakta birlikte, domates, marul ve soya üzerinde duruluyor.

2006'ten beri uzayda sebze yetiştirmeye çalışan ekip, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bununla ilgili deneyler gerçekleştirdi. Norveçli ekibin yürüteceği zorlu araştırmada bitkilerle sebzelerin yeni ve çok farklı ortamlarla nasıl etkileşimde bulunacakları tespit edilmeye çalışılacak.

Araştırmacıların önündeki zorluklardan biri yer çekiminin çok az olduğu bir yerde bitkilerle sebzelere verilecek doğru miktardaki su ve besinleri belirleyebilmek. Bilim insanları, 2050 yılına kadar uzayda kendi kendini döndüren bir eko-sistemin hayata geçeceğini umud ediyor.

Uzmanların önerisi: sosyal medya diyeti

Son yıllarda hem ülkemizde hem de dünyada internet kullanım oranı giderek artıyor. İnternette ise, tahmin edeceğiniz gibi, en çok sosyal medyada vakit geçiriyoruz. Uzmanlar ise 'diyet' yapmayı öneriyor. Ama bu diyet farklı diyet...

Çağımızın yeni hastalığı haline gelen aşırı sosyal medya kullanımı, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar oluşturuyor. Uzmanlar ise bu modern hastalığa ‘diyet’ ismini verdiği sosyal medyadan uzaklaşmayı öneriyor.  Birçok insan Facebook ve Twitter’ını “Çok zaman harcıyorum, yeter!” diyerek anlık bir cesaretle donduruyor.

Ancak aradan üç gün geçmeden dayanamayıp tekrar o dünyaya dalarak gününün çok büyük bir zamanını orada geçiriyor.  Diyete başlamadan önce, aklınızdan “İnsanlar ne yapıyor?” sorusunu silmeniz gerekiyor.

SOSYAL MEDYA DİYETİNE NASIL BAŞLANIR. 

HER ŞEYİ SİLİN! 
Birinci adım olarak, telefon ve tabletinizde sosyal medya uygulamalarınızı silin. Diyet esnasında, uygulamalar gözünüze göründüğünde direncinizi kırabilir, sosyal hesaplarınıza gelen bildirimleri görmek için girme isteği duyabilirsiniz.

HEDEF BELİRLEYİN
Kendinize zaman hedefi koyun. Örneğin “İki hafta sosyal ağlarıma girmeyeceğim” şeklinde amaç belirleyin.

TAKİPLERİNİZİ BIRAKIN
İlk iki adımı yapmak zor geliyorsa, sosyal medya hesaplarınızda en çok takip ettiğiniz  kişilerin takibini bırakın.

SOSYAL BAĞLANTILI SİTELERDEN UZAKLAŞIN
Sosyal medya ile bağlantılı sitelerden uzak durmaya çalışın. Bu adımları gerçekleştirdiğinizde, sosyal medyaya daha mesafeli yaklaşan insanlardan biri olacaksınız.

Samsung'dan şaşırtan karar!

Android üreticilerinin en büyüğü Samsung, yaşadığı gelir kaybından sonra önümüzdeki sene üreteceği telefon modeli sayısını azaltacağını açıkladı.

Bunun yanında firma, gerçek anlamda bükülebilen bir telefon hazırladığının da haberini verdi. Samsung'un yatırımcı ilişkileri başkanı Robert Yi tarafından yapılan duyuruya göre firma, 2015'teki telefon modeli sayısında yüzde 25 - yüzde 30 kesinti uygulayacak. Firma bu sene Galaxy A3 ve Galaxy A5 gibi metal çerçeveli, orta seviye telefonlar piyasaya sürmüş olsa da bu, net karının yüzde 49 gerilemesine engel olmadı.

Bu gelişme, Samsung'un Galaxy S6 ve Galaxy Note 5 gibi amiral gemisi cihazlarına daha çok odaklanacağının da ipucunu veriyor.

Bükülebilir Samsung 2015'te geliyor
ZDNet'in raporuna göre bir Samsung yetkilisi, 2014'ün sonunda bükülebilir bir cihaz tanıtma sözü veriyor.

Samsung Display'in iş stratejisi takımının başkan yardımcısı Lee Chang-hoon, rapora göre önümüzdeki senenin sonunda bükülebilir ekranı olan bir cihaz tanıtacak. Bununla birlikte "cihazın son hali konusunda henüz herhangi bir karar verilmemiş."

Lee'nin açıklamasında hata yapmış olma ihtimali var, çünkü henüz tamamlanmamış bir ürünün 6 haftada hazır olması zor görünüyor.

Neden ısırılmış elma olduğunu biliyor muydunuz?

Amerika Birleşik Devletleri'nin en çok bilinen bilgisayar firması olan Apple ilk kurulduğu zamanlar bir elma çeşidinin adı olan "Macintosh" ismiyle anılıyordu.

Daha sonra Steve Jobs İncil'de yer alan Adem ile Havva'daki elmayı kullanmaya başladı.

Isırılmış elma figürünün bugünkü anlamda ilk bilgisayarların üretiminde görev alan ve zehire batırdığı elmayı ısırarak intihar eden Alan Turing'e ithafen kullanıldığı da söylenmektedir.

Ingiltere'nin savaş dönemlerinde yaptığı katkılar hiçe sayılıp dışlanan Turing bir gün evinde ölü bulunmuştur.

Masa başında intihar eden Turing'in elinde ısırılmış bir elma bulunmuştur.

Bilim insanları bu büyük dâhinin değerini bildi ve onu asla unutmadı.

Steve Jobs ve arkadaşı Steve Wozniak'ın teknolojiye olan ilgileri, 1972 yılında Hawlett-Packard şirketinde yarım günlük işe girmelerini sağlamıştı. Bu dönemde ev yapımı bilgisayarlar üzerinde çalışmaya başlayan ikili, ticari açıdan da birbirini tamamlamaktaydı.

Hem Jobs, hem Wozniak, ilerleyen yıllarda yaptıkları açıklamalarda, Apple'ın kuruluşuna giden yolu birbirlerini iyi tamamlayan bir ikili olmalarına bağlıyorlar. Onlara göre Wozniak'ın bilgisayar konusundaki bilgisi ve olağanüstü yeteneği, Jobs'un bilgisayarlara olan ilgisi ve pazarlama yeteneği ile birleşerek Apple'ın kurulmasını sağladı.

1976 yılında, Apple'ın üçüncü kurucusu olan Ron Wayne'ı da aralarına alarak, Apple şirketini, Jobs'un aile evindeki garajda kurdular. İlk bilgisayarları ise, Steve Wozniak'ın çabalarıyla sağladıkları sermayeyi kullanarak kurdukları, MOS 6502 işlemciye sahip Apple I oldu.

Gece gündüz bir garajda çalışarak ortaya çıkardıkları 200 adet Apple I bilgisayarı satan ekip, sonraki bilgisayarları üzerinde çalışmaya başladılar ve ortaya, daha başarılı olan Apple II çıktı.

Bu başarılarını daha üst seviyeye taşımayı ve ofislerde IBM'e rakip olmayı hedefleyen ekip, Apple III'ü geliştirdi.

Büyük hedeflerle Apple III'ü piyasaya süren ekip, beklenmeyen bir sorunla karşılaştı. Bir tasarım hatasından dolayı, aşırı ısınma sorunu yaşayan ve hasar gören yüzlerce Apple III geri çağırıldı. Ancak bu talihsizlik bile Apple'ın başarısına engel olamadı ve 12 Aralık 1980 tarihinde Apple şirketi halka arz edilerek rekor bir sermayeye kavuştu.

Bir anda kendini dev bir şirketin başında bulan Steve Jobs ilk hatalı kararlarından birini vererek, şirketin ticari yeterliliğe sahip bir yöneticiye ihtiyacı olduğuna karar verdi. Bunun üzerinde John Sculley, 1983 yılında Apple'ın başına geçti.

Apple içinde tam bir yeniden yapılanma başlatan Jobs, ilk çevrimiçi Apple Store'un açılmasını sağladı. Apple, müzik çalar piyasasına 2001 yılının son çeyreğinde iPod ile girdi.Bununla birlikte gelen iTunes yazılımı aynı zamanda iPod'un en popüler müzik çalar olmasını sağladı

Çevrimiçi müzik mağazası olan iTunes Store ise Nisan 2003'de hizmete girdi.

Jobs'un işi devralmasıyla birlikte estetiği ön planda tutan yazılım ve donanım ürünlerinin yanı sıra, internet yatırımları yapan Apple, tüm bu girişimlerinin karşılığını fazlasıyla alarak tarihinin en başarılı dönemine girdi.

Tüketici elektroniği şirketi olma yolunda ilk adımını atan Apple, 2007 yılında bu yoldaki asıl adımını attı. Apple'ın telefon geliştirdiği söylentileriyle başlayan bu girişim, 2007 yılında iPhone'un piyasaya sürülmesiyle sonuçlandı.

iPhone'un Apple açısından bir diğer başarısı da App Store oldu ve daha açıldığı hafta içersinde 10 milyon iPhone uygulaması App Store üzerinden indirildi. (milliyet.com.tr)


Mars'ta insan kafatası mı bulundu?

16 kasım 2014'te fark edilen bir taş ve insan yüzü iskeletinin benzerliği...

Bir zamanlar Mars üzerinde yaşam olduğuna inananlar yaşamın izlerini birçok fotoğraf karesini kanıt olarak gösterirken bazıları taştan başka bir şey görmüyor. Aşağıdaki taş fotoğrafı bize ya bir insan kafatasının kuma gömülmüş halini gösteriyor ya da sadece bir başka taş. Fotoğraf bundan birkaç sene önce Mars'a iniş yapıp gezen bir robot tarafından çekildi. Ayrıntı ise NASA tarfından yeni fark edildi.  Bazı uzay bilimciler bunu insan kafatası olabileğine yüzde 80 gibi kuvvetli bir ihtimal veriyor. Ayrıca bu kafatasının normal insan kafatasına göre yüzde 15- 20  daha büyük olduğu da belirtiliyor.  NASA, bu fotoğrafı çeken uzay aracıyla irtibatını Mart 2010'da kaybetti. Bu tarihe kadar gezegen yüzeyinde 6 yıl araştırma yaptı.

21 Kasım 2014 Cuma

Üniversite öğrencisi casus yazılımlara karşı 'akıllı' antivirüs geliştirdi

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Seyfettin Deveci, günümüzün en büyük sorunlarından olan hackerların ürettiği modern virüsler ve casus yazılımlara karşı koruma sağlayabilen yapay zekaya sahip, çok yönlü koruma kalkanı oluşturan 'akıllı' antivirüs programını yazdı.

Deveci, yaptığı açıklamada, USB Secure & Active ismini verdiği antivirüsün USB, kart, CD gibi dış aygıtlar yoluyla bilgisayarlara bulaşan virüsler başta olmak üzere bilgisayar bellekleri içine gizlenen tüm virüs ve solucanları imha ettiğini söyledi. Deveci, antivirüs programının sistem başlangıcında gizlice çalışan, internet sitelerinden indirilen yasal içerikli eklenti ve uygulamalar yoluyla bilgisayarlara bulaşan casus yazılımları da tespit edip yok ettiğini vurguladı.

Deveci, şöyle konuştu: "Virüsler daima değişiyor. Virüslerin kendini gizlemesi artık oldukça kolay. En güçsüz virüs bile kendini FUD'lama tekniği gibi tekniklerle hiçbir antivirüse yakalanmadan sisteme bulaşıyor ve sistemde istediğini yapabiliyor. Bu durumda imza veri tabanı ile çalışan antivirüsler geri kalıyor. Yapay zeka ve akıllı tarama algoritmalarına sahip antivirüsler günümüzde bir basamak öne çıkıyor. Bizim geliştirdiğimiz antivirüsün yaptığı da tam olarak budur. Akıllı taramalarla sistemde yapılan değişiklikleri kontrol eder, müdahaleleri anlık olarak önler. En büyük avantajı bu şekildedir"

Hackerlara karşı koruma sağlıyor

Günümüzde bilgisayar kullanıcıları için en büyük tehlikenin hackerların para kazanmak için yazdığı 'akıllı virüs' denen yeni nesil virüsler olduğuna vurgu yapan Deveci şu bilgileri verdi: "Artık virüslerin amacı bilgisayara zarar vereyim, dosyaları bozayım, şunu bunu yapayım değil. O devir bitti. Artık yeni devirde hackerlerin, virüs yazarlarının birinci amacı para kazanmak. Bu yüzden sistemde ilk yaptıkları müdahale anasayfayı, arama motoru ve bizim iznimiz olmayan reklam içerikli eklentileri, uygulamaları yüklemek. Bu tür saldırılar yapıyorlar. Bizim de bu konuya ağırlık vermemiz gerekiyor."

Bir virüsün bilgisayarın başlangıç programlarına yerleşmemesi halinde geçerliliğinin sona erdiğini kaydeden Deveci, "Bizim antivirüs programı bu konuda önemli bir kalkan görevi görüyor. Temel koruma sağlıyor. Sistem içi müdahalelere koruma yapıyor. Lisans algoritmaları ve şifreleme algoritmaları için de önlem aldık. Hiçbir koruma yüzde 100 değildir ama ben bu konuda bütün önlemlerimi aldığıma inanıyorum. Bizim antivirüs programı hackerlara karşı da güvenlikli bir program" diye konuştu.

"Türkiye'nin milli antivirüs sorumluluğunu almak istiyorum"

Türkiye'de yazılım alanında özellikle de güvenlik alanında önemli bir açık olduğuna dikkati çeken Deveci, "Dış aygıtlara karşı koruma sağlayan yazılım oldukça az. Bu sadece Türkiye'de değil global pazarda var olan açık. Ben bunu kapatıyorum" dedi. Geliştirdiği antivirüs programının yerli bir program olduğunu ve bugüne kadar geliştirilen en dinamik antivirüs çalışması olduğunu ifade eden Deveci, amacını "Öncelikle Türkiye'nin bir milli antivirüs sorumluluğunu almak istiyorum" şeklinde dile getirdi.

Deveci, geliştirdiği antivirüs programı hakkında şu bilgileri verdi: "Ben bunu herkesin kullanabilmesi ve faydalanabilmesi amacıyla geliştirdim. Bu yüzden ücretsizdir. Boyutu 6 megabayttır. Bilgisayarı kasmıyor, RAM'i fazla tüketmiyor ve otomatik optimizesi sayesinde bilgisayar yavaş da hızlı da olsa kendini ayarlıyor. Bu programın belli bir sistem gereksinimi yok. Hangi bilgisayar olursa olsun en iyi performansı vermesi için tasarlandı. Yazılım Türkçe. Yazılım akıllı ve yapay zekaya yatkın. Şu an İngilizce bilmiyor, sadece teknik İngilizce biliyor. Bu, programın zayıf yönü ama yakında yazılıma İngilizceyi öğretmeyi istiyorum."

15 yaşından itibaren günde en az 10 saat bilgisayar başında vakit geçirdiğini anlatan Seyfettin Deveci, bilgisayarını haftada 1 kapattığını belirtti. Antivirüs programının 9 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu kaydeden Deveci, hiçbir zaman yurt dışına gitmeyi düşünmediğini ve Türkiye'de kalarak ülkeye hizmet edeceğini söyledi. Deveci, özellikle ilköğretim çağından itibaren gençlere eğitimler vererek bilgisayarı etkili şekilde kullanabilmenin yollarını göstermeye çalışacağını da sözlerine ekledi. (hürriyet.com.tr)

Masaüstü bilgisayarı cebe sığdırdı

İzmirli genç bilim insanı Onur Keskin, dünyada yeni yeni gelişen "tek kartta bilgisayar" sistemiyle örneğine çok az rastlanan bir ürün geliştirdi. Masa üstü bilgisayarların kasasını cebe girecek boyutta küçülten Keskin'in geliştirdiği ilk ürünler enerji sektöründe kullanılmaya başlandı. Ev ve ofis kullanımının yanında akıllı trafik sistemleri gibi hayatın bir çok alanında da kullanılabilecek bilgisayar, yerli işletim sistemi ile ülke güvenliğine de katkı sağlayabilecek.

Hürriyet'te yer alan habere göre; Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Mekatronik Mühendisliği bölümünde doktorasını yapan 29 yaşındaki Onur Keskin'in akademik bir çalışma sırasında incelediği ve "daha iyisini yaparım" diyerek başladığı proje, başarı hikayesine dönüştü.

Rüzgar ve güneş enerjisi santralleri kurmak için gereken hava ölçüm ve kayıt sistemlerini geliştirmek üzere çalışmaya başlayan Keskin'in geliştirdiği bilgisayar, ABD'de düzenlenen konferansta başarılı bulununca ilk yerli "tek kartta bilgisayarın" üretim macerası da başladı.

Eşi Fulya Keskin ile birlikte Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi'ndeki kuluçka ofisinde çalışmaya başlayan Keskin'in tasarladığı ilk bilgisayarlar, mevcut ürünlere göre çok daha üstün özelliklere sahip olması nedeniyle enerji şirketlerinin dikkatini çekti. Yılbaşından itibaren satışına başlanacak sistemin tüm dünyada yenilenebilir enerji yatırımlarında tercih nedeni olacağı belirtiliyor.

Genç bilim insanı Keskin'in ürettiği yeni bilgisayar, sadece enerji ölçümünde değil hayatın her alanını etkileyecek yenilikçi bilgisayarın doğmasına neden oldu. Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada enerji ölçümü için ürettiği bilgisayarın aynı zamanda ilk yerli "tek kartta bilgisayar" olduğuna dikkati çekti.

"Tek kartta bilgisayar" kavramının dünyada yeni yeni geliştiğini, bir masa üstü bilgisayarın kasasında bulunan tüm bileşenlerin tek bir kart üzerinde sabit olarak tasarlanması sayesinde cihaz boyutlarının küçülebildiğini ifade eden Keskin, enerji tasarrufu ve güvenlik açısından diğer sistemlere göre daha avantajlı olan bu bilgisayarların hayatın her alanına kolaylıkla girebildiğini söyledi.

İnsanlığın gelecekte sık kullanacağı akıllı ev ve şoförsüz otomobil gibi teknolojilerin de tek kartta bilgisayar teknolojisi üzerine kurulu olarak geliştiğine dikkati çeken Keskin, geliştirdikleri bilgisayarın klasik masa üstü bilgisayarla aynı işlevi gördüğünü ancak cebe girebilecek boyutta ve taşınabilir olduğunu söyledi.

Cepte taşınabilen bilgisayarın televizyon gibi herhangi bir ekrana bağlanarak çalışabildiğini, bir masa üstü bilgisayarla aynı işlevi görebildiğini anlatan Keskin, Linux işletim sistemiyle kurgulanan bilgisayarın yerli işletim sistemi Pardus ile çalışması için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.

Geliştirdikleri bilgisayarların diz üstü bilgisayarlara rakip olmayacağını, daha geniş bir kullanım amacına hizmet edeceğini ifade eden Keskin, "Örneğin otomobillere yerleştirilecek bilgisayarlar sayesinde araçların birbiriyle haberleşmesi sağlanabilir. Bu hem kazaların önlenmesi hem de trafik sıkışıklığının giderilmesinde yardımcı olabilir. Benzer bilgisayarlarla akıllı trafik sistemlerinin kurulması için çalışmalar devam ediyor. Bu konuda biz de çalışma yapıyoruz" dedi.

Ülke güvenliği için

Keskin, ülkelerin gizli belgelerinin internette yayınlanması skandallarının ardından bilgisayar güvenliğine ayrı bir önem verildiğini, tek kartta bilgisayarların daha güvenli olmasıyla artık daha fazla tercih nedeni olduğunu ifade etti.

Daha önce bilgi güvenliğinin sadece güvenlik yazılımlarıyla sağlanabileceğinin düşünüldüğünü ancak donanımdaki güvenliğinin de öneminin anlaşıldığına dikkati çeken Keskin, şöyle konuştu: "Artık tüm ülkeler kendi bilgisayarlarını geliştirmek üzere çalışma yürütüyor. Yaşanan güvenlik skandalları bilinçsizce yurt dışına bağlı olmanın ne kadar zararlı olduğunu gösterdi. Türkiye olarak biz de özel güvenlikleri içinde barındıracak sistemler geliştirmek zorundayız. Geliştirdiğimiz bilgisayar bu ihtiyaca yanıt verebilecek durumda. Ulusal işletim sistemimiz Pardus'u kullanma hedefimiz var. TÜBİTAK ve Pardus ekibiyle görüşmelerimiz devam ediyor. Onlar da bize destek oluyor. Yerli donanım ve yerli işletim sistemi barındıran cihazlar yapmayı planlıyoruz. Mevcut tasarımımız Linux işletim sistemiyle bir kaç içinde piyasaya çıkmış olacak. Ancak özellikle kamu sektöründe kullanımı için Türkiye'ye özel bir bilgisayar geliştirmek üzere çalışmaya devam edeceğiz."

Türkiye'nin uzay araştırmaları yapma hedefinin bulunduğuna da işaret eden Keskin, bu araştırmalar için yerli donanım ve yazılımların geliştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.

Twitter'da gizliniz saklınız kalmayacak

Twitter yeni bir uygulamayla, kullanıcıların geçmişte yazdıkları tweetleri arama motorunda bulunabilir hale getirecek. Buna göre 2006 yılında kurulan sosyal iletişim sitesi, kullanıcıların geriye dönük ve kamuya açık tüm tweetlerini aramaya izin verecek.

Bugüne dek, Twitter yalnızca 30 gün geriye gidilmesini mümkün kılıyordu. Önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek uygulama sayesinde yaklaşık yarım trilyon tweet içinde arama yapılabilecek.

Bilgiye erişim açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilen bu uygulamanın, bazı Twitter kullanıcılarına sorun yaratabileceği belirtiliyor. Geçmişte paylaştığı şeyleri unutan bir kullanıcının, uygulama nedeniyle bu tweetinin hatırlatılarak rahatsız edilebileceği uyarısı yapılıyor.

Uygulama nasıl çalışacak?

Teoride, bu uygulamayı kullanarak, istediğiniz kişinin tüm Twitter geçmişine bakabilecek, eski tweetler arasında arama yapabileceksiniz.

Ancak aramada yalnızca kamuya açık tweetler görüntülenecek. Twitter geçmişinde kelime ve kullanıcı ismi dışında, etiketler de aranabilecek, bunları ilk başlatan kişiler bulunabilecek. Mesela Google'ın eski üst düzey danışmanlarından Chris Messina'nın Twitter'da ilk etiket kullanan kişi olduğunu biliyor muydunuz? 2007'de ilk etiketi Twitter hesabından paylaşan Messina, bugün çok sık kullanılan "justsayin" ("sadecesöylüyorum") etiketini de ilk kullanan kişiydi.

Utandıracak tweetlerden nasıl kurtulmalı?

Aslında geçmişteki tweetlerinizi gözden geçirmek ve rahatsız olduklarınızı silmek için Twitter birkaç yöntem sunuyor. İlk seçenek, Twitter hesabınızı tamamen kapatmak. Eğer hesabınızı kapatırsanız, eski tweetleriniz arşivde 30 gün tutuluyor, ardından arşivden de siliniyor. Bu 30 gün içinde hesabınızı yine açıp aktif hale getirebiliyorsunuz.

Ayrıca hesabınızı silmek yerine e-posta ve şifrenizi değiştirerek yeni bir hesaba geçebiliyorsunuz.

Ancak bu tür yöntemlerde takipçiler kaybediliyor ve çoğu kullanıcı bunu göze alamıyor.
Dolayısıyla hesabını tamamen kapatmak istemeyen kullanıcılar, tek tek tweetlerini gözden geçirip silebilir. Fakat bu oldukça zaman alan ve yorucu bir süreç olabilir.

İlk tweeti silin

Fakat Twitter'ın yeni arama uygulaması sayesinde "#FirstTweet" (Türkçesi: #İlkTweet) yazarak, ilk attığınız tweete dönebileceksiniz. Ve ilk tweetinizi sildikten sonra, aynı arama yöntemiyle bulduğunuz tweetleri silerek ilerleyebilirsiniz.
Twitter kullanıcılara eski tweetlerini arşiv olarak indirmeleri olanağını da sağlıyor. Bu arşivde, aylara bölünen tweetlerin içinde arama yapılabiliyor.

Ve arşivde, her tweete bir link bulunuyor. Dolayısıyla bir kullanıcı, arşivinden rahatsız olduğu tweetleri kolayca bulabilir ve linke tıkladıktan sonra tweeti silebilir.

Eğer tweetleri silmekle uğraşamıyor ama aynı zamanda hesabınızı kapamak istemiyorsanız, tweet silen uygulamalardan birini kullanmanız gerekebilir.

Dış uygulamalar risk taşıyor

Bu uygulamalar, indirdiğiniz ve onay verdiğinizde, belirlediğiniz tarihten itibaren bütün tweetleri silebiliyor.

Ancak bunun niçin söz konusu uygulamalara şifrenizi girmeniz gerekiyor ve bu da hesabınız açısından bazı riskler taşıyor. Dolayısıyla genellikle güvenilen, yaygın kullanılan bir uygulama tercih ediliyor.

Ayrıca akıllı telefonlara indirilen bazı uygulamalar, oradan attığınız yanlış tweetleri gizliyor.

Fakat Twitter bu tür uygulamalara bazı kısıtlamalar getiriyor. Örneğin tweet silme uygulamaları hiçbir zaman tüm tweetleri silemiyor.

Ayrıca tweetlerinizi silseniz de, bu yazdıklarınızdan sonsuza kadar kurtulduğunuz anlamına gelmiyor. Örneğin ABD Kongre Kütüphanesi, kendilerine gönderilen her tweetin ekran görüntüsünü arşivliyor.
Yeni arama uygulamasıyla, tweetlerin daha sık arşivlenebileceği belirtiliyor. Hürriyet

Yere düşüp kırılan telefonlar tarih mi oluyor?

Telefonumuzu yüz üstü yere düşürüp, dehşete kapıldığımız, ekranının kırılıp kırılmadığını görmek için merakla yerden kaldırdığımız anlar, yakında tarihe karışabilir.

Gorilla Glass 4, kaldırım ve diğer sert yüzeylere karşı daha yüksek dayanıklılık sunacak. Camın üreticisi Corning, Gorilla Glass 4'ün ismini paylaşmadığı bir rakibine göre düşmelerde iki kat daha güçlü olduğunu söylüyor. Corning'e göre 1 metre yükseklikten düşen Gorilla Glass 4'lü telefonların yüzde 80'i, sağlam kalmayı başarıyor.


Dolayısıyla telefonunuzu duvarlara fırlatmanız tavsiye edilmiyor, ancak onu yere düşürdüğünüzde sağlam kalma ihtimali, oldukça yüksek. Corning'in tüm test raporuna buradan ulaşılabiliyor.

Telefon üreticileri, yeni camın ağırlığından veya kalınlığından şikayet etmeyecekler çünkü Gorilla Glass 4, selefiyle aynı ağırlıkta ve kalınlıkta. Yeni camın çok geçmeden telefonlardaki yerini alması bekleniyor.

Sanal güvenlik için kablosuz ağlara dikkat!

Siber alemin korkulu rüyası hackerlar yani sanal korsanların, hedeflerinde kimi zaman ünlü sanatçılar kimi zaman da vatandaşlar oluyor.

Milliyet'in haberine göre; Son dönemde Demet Evgar, Deniz Çakır, Özge Borak gibi ünlülerin sosyal medya hesaplarının hacklenmesi, büyük bir bankanın müşterilerinin kart bilgilerinin ele geçirilmesi “Sanal korsanlar nasıl oluyor da bu hesapları ele geçiriyor?” sorusunu gündeme getiriyor.

Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz ve Yüksek Lisans öğrencisi Bilgisayar Mühendisi Mert Can Kılıç, çok bilinen yöntemler olan basit seçilen parolaların kırılması, virüslü mailler yöntemleriyle ele geçirmenin yanı sıra kablosuz ağlara sızılarak düzenlenen “Aradaki adam saldırısı” yöntemiyle şifrelerin ele geçirilebileceğine dikkat çekerek, kullanıcıları “kablosuz ağların güvensizliği” konusunda uyardı.

KABLOSUZ AĞLARA DİKKAT
Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz ve Bilgisayar Mühendisi Mert Can Kılıç, özellikle ünlülerin, müdavimi oldukları mekanları hedef seçen sanal korsanların hedefi olmuş olabileceğini belirtti. Mert Can Kılıç, herhangi bir kafeteryada oturan bir kişinin “güvenli” zannedip parolasını girdiği bir kablosuz ağın bile güvensiz olabileceğini kaydederek, “Sanal korsanlar tüm internet trafiğinin kendi bilgisayarı üzerinden geçmesini sağlayabilir. Böylelikle korsanın bilgisayarından geçtikten sonra, tüm bilgilerin birer kopyasını alarak iletişimin kopmaması için asıl kablosuz ağa iletebilir. Bu şekilde, kurban, hiçbir şeyin farkına varmadan online bankacılık işlemlerini yapar, sosyal medya hesaplarını kullanır, ancak genellikle kayıtlı olan kullanıcı adı ve şifreleriyle birlikte kritik tüm bilgilerinin birer kopyasını kablosuz ağa sızan saldırgana kaptırabilir” dedi.

TÜM DÜNYADA BİRİNCİ HEDEF ÜNLÜLER
Ünlülerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle mesajlarını daha geniş kitlelere iletmek isteyen sanal korsanların bir numaralı hedefi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, bu kişilerin normal vatandaşlara göre daha fazla güvenlik önlemlerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Koltuksuz, “Bu tip saldırılarda, en temel güvenlik önlemi, parola, kredi kartı numarası gibi değerli bilgileri https gibi şifrelenmiş protokoller üzerinden göndermektir. Bu durumda hesaplar saldırganın eline geçse dahi içerikleri, şifreleri görüntülenemez ve değiştirilemez. Şifrelerinizi otomatik hatırlayan seçenekleri tercih etmeyin, herkesin ulaşamayacağı, rakam, harf ve sembol içeren parolaları tercih edin. Ayrıca, ortak kullanıma açık kablosuz ağları kullanırken dikkatli olun. Şifreli ya da şifresiz internetin kimin tarafından sunulduğuna emin olun ve güvenebileceğiniz kablosuz ağları kullanın. Ya da GSM operatörünüzün internet servisini tercih edin” diye konuştu.

İNTERNET VE BİLGİSAYAR OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİ VERİLMELİ
Türkiye’nin siber saldırılar açısından hedef ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, ilköğretim 4 ya da 5. sınıftan itibaren ve 45-50 yaş üzeri kişilere internet okuryazarlığı eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Koltuksuz, “Para gibi değerli varlıklarımızı korumayı çocuk yaşta öğreniriz. Ancak sosyal medya hesabının da sayısal kimliği ve bir değer varlığı olduğunu insanlarımızın kavraması lazım. Bu kimliğimizi de koruyup kollama yükümlülüğünüz var. Artık bizim, ilkokul son sınıftan itibaren internet ve bilgisayar okuryazarlığı eğitimi vermemiz lazım. Nasıl kullanılır, etik değerler, kanunlar, şifre seçilirken nelere dikkat edilmeli, teknik detaylar da öğretilmeli. 45-50 yaş üstünde de internet ve bilgisayar eğitimi yetersiz. İnternet birden bu yaş grubunun karşısına çıktı, modern çağa ayak uydurmakta zorlandılar. 50 yaş üzeri daha da büyük problem yaşıyor. Bu yaş grubuna farkındalık eğitimi vermemiz lazım. Televizyon programları, broşürler gibi yöntemlerle eğitmek lazım.” dedi.

AVRUPA'DA BİRİNCİ, DÜNYADA ALTINCIYIZ
Küresel veri güvenliğinde çözüm sağlayıcı olan Trend Micro’nun 2014 yılı ikinci çeyrek raporuna göre, Türkiye'deki tehditlerin başında çevrimiçi bankacılığa olan siber saldırılar ön plana çıkıyor. Avrupa'da bu alanda en fazla saldırıya uğrayan ülke olan Türkiye, dünyada ise Japonya, ABD, Hindistan, Brezilya ve Vietnam'ın ardından altıncı sırada bulunuyor. Ayrıca ülkemizdeki birçok bilgisayar, son üç ayda “istenmeyen e-postalar göndererek virüs yayan, bilgisayar ve sunuculara saldırarak suç işleyen yazılım” olarak adlandırılan botnet ağına dahil oldu. Türkiye’de 1 milyon 873 bin botnet bağlantılı bilgisayar sayısıyla dünyada dördüncü sırada yer alıyor.

20 Kasım 2014 Perşembe

Google Maps'e Türkiye'den uyarı

Ankara’daki Kara Harp Okulu’nun krokisi Google Maps’te yayınlandı.

Google Maps’te bir süredir Ankara’daki Kara Harp Okulu’nun adres bilgisi ve krokisi yer almaya başladı. Türkiye’de, Google’ın harita çalışmasını yapan Başarsoft, krokinin “yanlış bilgilerle de olsa” bir kullanıcı tarafından sisteme eklenmesi üzerine Google’la iletişime geçti. Başarsoft, bu tesisin adresinin yanlış bile olsa sistemden çıkarılmasının önemine işaret etti. Google’ın, okulun krokisini birkaç güne kadar sistemden çıkarması bekleniyor.

İşletme gibi Başarsoft kaynakları, kullanıcıların bazen işletmelerini sisteme yüklediklerini belirterek, “Kara Harp Okulu da sisteme yüklenmiş. Tabii bundan Google’ın ilk anda haberdar olması mümkün değil. Biz gerekli uyarıları yaptık. Kara Harp Okulu adresinin yanlış bile olsa haritada yer almaması lazım. Çünkü bu stratejik bir tesis ve Google Maps’te yer alması yasak. Birkaç güne kadar çıkarılır” bilgisini verdi. Dünyadaki askeri tesislere haritalarında yer vermeyen Google bu kuralı Türkiye için de eksiksiz uyguluyor. Daha önce başka bir arama motoru, askeri tesisleri gösterdiği için Genelkurmay ile mahkemelik olmuş, bu nedenle ceza almıştı. (Habertürk)